Sigara
Röportaj: Utkan Çınar
Sigara Yasağı devreye girer girmez Facebook’da bir grup kuruldu, “Sigara İçenlerin Haklarını Koruyalım!”. Sadece Facebook’ta kurulmuş bir grup olmaktan kısa sürede sıyrılıp eylemlerini ve düşüncelerini sokağa taşıdılar, bir inisiyatife dönüştüler. Grubun kurucusu Kağan İşmen ile sigara yasağını konuştuk.
25 yıldır sigara içiyorsunuz. Bir insan neden sigara içer? Hiç bırakmayı düşündünüz mü? Bunun sizde bir sağlık sorunu yaratacağına inanıyor musunuz? Joe Jackson’ın dediği gibi sadece sigaraya bağlı sağlık sorunu lafı belki çok mantıklı değil. Fast Food’un çok daha büyük zararları olduğunu da söyleyebiliriz. Bunlar bu kadar netken tüm dünyada sigaranın neredeyse oybirliğiyle tu kaka edilmesinin nedeni ne olabilir?
Kağan İşmen: Joe Jackson’ı severdim, bir sigara aktivisti olduğunu öğrendiğim günden bu yana daha da çok seviyorum. Bu sorunuza öncelikle, John Berger’in bir sözüyle cevap vermek isterim: Sigara benim için bir bağımlılık değil, bir zevk! Bu benim için de geçerli. Sigara karşıtlarıyla aramızda ciddi bir bakış farkı var. Biz neden sigara içmeyenler yüzünden bir zevkimizden mahrum kalalım ki? Kimse hiçbir zevkinden mahrum kalmasın. Biz onlara içki içmeyin diyor muyuz mesela? Birlikte yaşamanın koşullarını, birlikte oluşturabiliriz. Bunun için yukardan inme bir yasağa gerek yok. Yasak insana yakışmaz. Sigara karşıtlarını da anlamaya çalışıyorum tabii ki… Yıllarca sigara içenlerin zulmüne maruz kaldılar. Bu durum onları biraz fazla sertleştirmiş, sağlıklı düşünmenin yolunu tıkamış olmalı. Oysa ki, bizi en iyi onların anlaması lazım. Sadece biraz empati kurmaları yeterli olacaktır. Çünkü onlar da yıllarca zulme maruz kaldılar. Bunun ortasını bulmak hiç zor değil. Kanun yapıcılık bu kadar basit olmamalı. Demokrasi diye bir şey varsa, en küçük azınlığın hakkı bile korunmalı. Kaldı ki, biz azınlık bile değiliz. Sigarayı bırakmayı hiç düşünmedim. Ama her yıl, bir grup arkadaş, dost, bir ay boyuca içki ve sigarayı bırakıyoruz. Ama neden biliyor musunuz? Her ikisini de hayatımızın sonuna kadar içebilelim diye Denge önemli. Her eğitimli insan, kendi dengesini rahatlıkla bulabilir. Ama sanırım, bu ülkeyi yönetenler, bu ülkede kendi dengesini kurmaya başarabilmiş insanlardan habersiz. Yoksa böyle bir yasak koymazlardı.
Sigara yasağı bir çok ülkede Türkiye’den çok önce yürürlüğe girdi. Oralarda bununla ilgili tepkiler nedir? Yurtdışından protesto gruplarıyla görüşebildiniz mi? Sanırız buradaki can alıcı nokta Türkiye’de sigara içenler için bu tip eğlence ve kültürel aktivite mekânlarında ayrı bir yer ayırma mantığının koyulmaması. Aslında yasağın tek sorunu bu diyebilir miyiz?
Kİ: Dünyanın dört bir yanında, sigara yasağı uygulanan her ülkede, bu yasağa bir tepki var. Bu yasak o kadar mantıksız, o kadar tek taraflı ki, böyle bir yasağa sessiz kalmak zaten mümkün değil. Yurtdışındaki protestocuları takip ediyoruz, gerekirse birlikte eylemler de yapabiliriz çok rahatlıkla. Zaten dünyanın birçok ülkesinde, bu yasak geri adım atmak zorunda kaldı. Almanya’da, 2 eyalette bu yasak anayasaya aykırı bulundu, şimdi yeniden düzenleniyor. Yunanistan, İspanya gibi ülkelerde, eğlence yerlerinde, kapalı mekânlarda, belli metrekarelerde sigara içmek serbest bırakıldı. Benzer çalışmalar, uygulamalar neredeyse tüm AB ülkelerinde geçerli. Yasak AB ülkelerinde delik deşik oldu. Bu, bu yasağı koyan ve uygulamaya çalışanlar için bir utanç vesikasıdır. Olmayacak duaya amin demektir. Yasaktan once, nasıl sigara içilmeyen mekânlar vardıysa, şimdi de pekala sigara içilebilen mekânlar olabilir. Sözlüklerdeki çifte standart lafının tam karşılığına bu yasağı koymak lazım. Sigara içmeyenlere her türlü hak var, sigara içenlere hiç hak yok. Mutlaka ve mutlaka, sigara içenler de düşünülmeli, sigara içilebilen mekânlar da olmalı. Ve bizce, bunun kararını da mekân sahipleri vermeli.
Bu yasak kimi koruyor, içeni mi, içmeyeni mi? “Pasif içiciliğin” bir mit olduğunu söyleyebilir miyiz? Ve sigara içmeyenlerin içenlere karşı bu hiddetli tepkisi ve hayatın başka yerlerinde demokrat ve özgürlükçü olan insanların bu yasağa şiddetle destek vermesinin nedeni ne olabilir?
Kİ: Benim bildiğim, dünyada pasif içicilikten dolayı bir ölüm kaydı yok! Mit mi değil mi, artık siz karar verin. Sigara içmeyenlerin, içenlere karşı uyguladığı hiddet resmen ırkçılıktır. Bir yasağı destekleyenlerin demokratlığından bahsetmek ise mümkün değildir. Bu insanlar, bence hayatlarında hiçbir yasaktan dolayı muzdarip olmamış, sözde demokratlar. Yarın öbür gün, bu sevgili dostları rahatsız edecek bir yasak çıktığında, mesela içki yasağı çıktığında, ne diyeceklerini, ne yapacaklarını gerçekten çok merak ediyorum. Onlara tavsiyem, bu yasağa destek olurlarken, yarınları da düşünmeleri ve omurgalı olmaları. Demokrasi denen şey, işine gelen yasağı kabullenmek değildir asla. Politika denen şeye biraz kafa yorsunlar. Eğer birileri, bu sözde demokrat arkadaşlardan daha iyi politikalar üretiyor, onları istedikleri tarafa rahatça sürükleyebiliyorlarsa, yönetmeyi de hak ediyorlar demektir. Bu sözde demokrat arkadaşlar da yönetilmeyi hak ediyor demektir tabii.
Kullanılan maddeler arasında hafif narkotiklerin de (ki serbest oldukları ülkeler biliyoruz) aynı şekilde savunulması da gerekmez mi? Aralarında en bağımlılık yapıcı olanı sigara. Bir endüstri haline gelmeden (paketlenip filtreli satılmaya başlamadan) yasaklansaydı nasıl bir dünyada yaşardık? Sonuçta yasak olan her zaman daha caziptir. Gelecek nesillerin sigaraya daha fazla ilgi göstermeyeceğinden emin olabilir miyiz?
Kİ: Bu savunulmuyor ya da savunulamıyorsa, bu bir sistem sorunudur! Kapitalist sistemin her zaman kara paraya ihtiyacı var. Yoksa sistem dönmez. Doğada, doğal olarak yetişen, yaşayan bir şey nasıl yasak olabilir ki? Doğaya mı kafa tutuyoruz anlamıyorum? İnsanoğlu haddini aştı zaten. Yıllar önce bu piyango içkiye vurmuştu, Amerika’yı düşünün, içki kaçakçılığı yıllarını. Trajikomik.
Yasakların cazibesine gelince… Kesinlikle doğrudur. Bir iletişim profesyoneli olarak, bunun doğruluğu konusunda dileyen herkesle tartışabilirim. Yasaklar, kesinlikle özendiricidir. Özellikle gençler için. Şimdi atıyorum, bir sigara firması bize gelse ve dese ki, “Sigaranın iletişimi ile ilgili yasalarda bin tane kısıt var. Bize öyle bir şey yapın ki, bu yasakların arasından sıyrılalım ve dolaylı da olsa, sigara reklamı yapalım.” Önerebileceğimiz en iyi fikirlerden biri, toplayalım 10,15 tane adam, sokaklarda topluca sigara içirtelim olurdu. Şimdi bakın sokaklara, özellikle öğle tatili saatlerine, her binanın, restoranın, barın, plazanın kapısında, toplu sigara içme ayinleri düzenleniyor. Bundan daha güzel bir sigara reklamı olabilir mi? Bunu parayla yapamazsınız biliyor musunuz? Ama işte bu kanun o kadar sığ ki, bunu bile göremiyorlar. Sözüm ona insan sağlığı için bir şeyler yapmaya çalışıyorlar ama, göreceksiniz, gençler arasında sigara içme oranı kesinlikle artacak.
Sigaranın satışında herhangi bir yasak olmayıp kullanımın bu kadar kısıtlanmasında bir iki yüzlülük olduğunu söyleyebilir miyiz? Yasaktan sonra eğlence mekânlarının içlerinin boşalmasına ne diyorsunuz? Bu yasak kime ne yarar sağladı o zaman?
Kİ: Bizim bu yasağa karşı durmak için oluşturduğumuz bir sivil inisiyatif var, adı şimdilik; Sigara İçenlerin Haklarını Koruyalım İnisiyatifi. Bu inisiyatifin eylemlerde kullandığı dövizlerden biri “Satıcı değil, içiçiyiz! Hem satıyorsunuz, hem de yasaklıyorsunuz!”. İki yüzlülük olmaz mı?.. Yani dalga geçilecek kadar iki yüzlü bir yasak bu. Kanun koyucular, bu kanunları düzenlerken, averaj zekâya göre düzenlemesinler lütfen. Bizim zekâmıza hakarettir bu.
Yasağın uygulanmaya başladığı 19 Temmuz’dan bu yana, sadece Beyoğlu’nda, 200’ün üzerinde eğlence mekânı kapandı. 2000 üzerinde eğlence sektörü çalışanı işsiz kaldı. Bunlar Beyder’in verileridir. Ve bu sadece 1 ay gibi kısa bir süre içinde gerçekleşti, şimdi bu rakamlar çok daha yukarıdadır. Yazık değil mi bu kriz ortamında, yeni işsizler yaratmak. İşsizlere iş bulmakla yükümlü olanlar, böyle düşüncesiz bir yasakla, işsizler ordusuna yeni işsizler katmış oldu. Bunun bir vebali vardır hayatta. Yasa koyucuların bu sorumluluğu hissetmesi şart. Duyarlılık şart. Birilerine yaradıysa bile bu yasak, yazık değil mi diğer tarafa? Değer miydi? Sonuçta iş, ekmek olmadan, sağlık hiç olmaz.
Türkiye halen birçok alanda yasaklar ülkesi. Bir dolu yasağın arasında sigaranınkinin önem sırası nerede duruyor? Belki bu yasak bir çok kişiye sigarayı bıraktırarak da bir işe yarayabilir diyebilir miyiz? Yakın zamanda sigaraya büyük zamların geleceği haberleri de var, ki yurtdışında bir çok ülkede Türkiye’den daha pahalı fiyatlara satıldığını biliyoruz. Bu daha sağlıklı çözüm olur mu? Dünyada en çok sigara tüketilen ülkelerden biri olmanın önüne geçebileceğimiz çözüm yolları neler olabilir?
Kİ: Sigaranın önem sırası, bizim için en yukarılarda duruyor. Kim ki yaşam alanına bir müdahele hisseder, buna karşı durur. Sigara yasağı, bizlerin yaşam alanına bir müdaheledir. Toplumu bölen bir yasaktır. Bizim bölünmeye değil, birleşmeye ihtilacımız var. Bunu yaparken de akılıcılık şart. Biz tavır olarak, yasakların tümüne karşıyız. Yasağa gerek yok aslında, hele hele yetişkinler için. Birlikte yaşamının kurallarını oluştururken, her fikir dikkate alınmalıdır. Ortak yol bulmak her zaman mümkün. Bunun için biraz zekâ yeterli. Toplumun tamamı tarafından kabul görebilecek yasalar yapmak mümkün. Zaten o zaman yasağa da gerek kalmaz, yasaklar kurala dönüşür. Böylece tüm toplum da bu kurallara seve seve uyar. Şimdi seve seve değil de, biraz s… s… oluyor. Ayıp oluyor. Yurdışındaki birçok ülke dediğiniz, öyle çok da birçok ülke değil aslında, sadece ve sadece, kişi başına düşen milli geliri bizden daha yukarda olan ülkelerde sigara daha pahalı. O ülkelerdeki gelir, zenginlik, refah bizde de olursa, bu fiyatlar bizim için de normal kabul edilebilir. Ama hem fakir olacaksınız, hem de sigaraya zengin ülke vatandaşı parası vereceksiniz, bunun adı sömürüdür, zulümdür. Kaçakçılığı hortlatır bu, benden söylemesi, yapsınlar, görürüz. Dünyada en çok sigara tüketen ülkelerden biriysek, bunun mutlaka bir sebebi vardır. Yani demek ki, ne yazık ki, birçok yurtdaşımızın tek zevki sigara olabilmiş bu ülkede. Bu ülkeyi yönetenlerin ayıbıdır. Eğitim yok, iş yok, para yok, hobi yok ne yapsın ki insanlar? Eğitim ve kültür düzeyi, yaşam standartları artmadıkça, bu sayıyı düşürmenin yolu yok bence. Ayrıca daha önce de dediğim gibi, sigara içmek bir zevktir. Bu zevki dengelemeyi başarabilen herkes, bence hayatının sonuna kadar da keyifle ve zevkle sigarasını içebilir. Hatta içmelidir. Bunun koşullarını oluşturmak da, bizi yönetenlere düşer.