Uzakdoğu’dan Formüle Filmler 2


Murat Kızılca

Şubat 2015 sayısında dikkat çekmeye çalıştığım Uzakdoğu’dan Formüle Filmler serisine iki yeni örnek ile devam ediyorum. Uzakdoğu filmlerine mesafeli duran sinemaseverleri dahi etkileme olasılığı yüksek filmlerimizin ikisi de Çin’den; Blind Shaft ve A Touch of Sin.

Blind Shaft (Mang jing, 2003)

1959 doğumlu Yang Li’nin ilk uzun metraj denemesi olan Blind Shaft, dünyanın dört bir tarafındaki birçok film festivaline davet edildi. Berlin, Bratislava, Tribeca ve Edinburgh gibi prestijli festivallerde ilgiyle karşılandı ve festival defterini yirmiye yakın ödülle kapamayı başardı. Çin / Almanya / Hong Kong ortak yapımı filmin senaryosu da yönetmen Li’ye ait. Yang Li’nin bir sonraki filmi Blind Mountain (2007) da benzer yollardan geçti.

Geçimlerini sağlamak için köylerinden uzaktaki kömür madenlerinde çalışan iki hemşerinin, kısa yoldan daha fazla para kazanmak uğruna hayata geçirdikleri şeytani bir plan etrafında şekillenen Blind Shaft, Çin’deki yoksulluğu odağına alıyor. Yokluk içerisinde var olma mücadelesi veren insanlar arasında, fazladan birkaç kuruş daha kazanabilmek(!) uğruna insani değerlerinin neredeyse tümünü kaybetmeyi göze alabilen iki tanesinin başından geçenleri anlatırken, kamerasını Çin’in gelişimden payını alamayan yoksul kesimlerinde gezdiriyor. Etraftaki bütün pisliği yüzümüze tokat gibi çarpan aşırı gerçekçi çerçeveler, inandırıcılığı fazlasıyla arttırdığından çok daha etkileyici bir seyir deneyimi sunuyor.

Blind Shaft’ın uzun yıllar hafızalardan çıkmayacak o kadar çok etkileyici sahnesi var ki hangisini öne çıkarsam bilemedim. Sanırım en çok ilk kazandığı parayı ailesine göndermek için kuyrukta bekleyen Fengming’in yanından geçen, birkaç gün önce beraber olduğu fahişenin, veznede işini bitirip “Sen de mi ailene para gönderiyorsun?” dedikten sonra genç adamın omzuna elini değdirerek uzaklaştığı sahneden etkilendim. Hepimiz aynı yolun yolcusuyuz ya da sistem hepimizi aynı oranda beceriyor gibi sloganları rahatlıkla yapıştırabileceğimiz, yürek burkan bir sahne.

Blind Shaft, her ne kadar fazlasıyla karanlık bir film olsa da umuda tamamen kapılarını kapatmıyor. Ancak olabildiğince gerçekçi sularda kalmayı tercih eden filmin vaat ettiği umut kırıntıları, kimseyi tatmin edemeyecek kadar zayıf kalıyor.

A Touch of Sin (Tian zhu ding, 2013)

Cannes 2013’te En İyi Senaryo ödülü kazanan A Touch of Sin, birbirinden bağımsız dört ayrı öykünün anlatıldığı Çin / Japonya / Fransa ortak yapımı bir film. Yönetmenliğini ise Pick Pocket (1997), Platform (2000), The World (2004) ve Still Life (2006) gibi bol ödüllü yapımlardan sorumlu 1970 doğumlu Zhangke Jia üstlenmiş.

A Touch of Sin, günümüz Çin’ini, yaşam mücadelesi veren dört ayrı karakterin gözünden vermeye çalışıyor. İlk bölümde yolsuzluk ve çürümenin had safhada olduğu bir kasabada olan bitene isyan eden bir madencinin öyküsü anlatılırken, diğer bölümlerde yeni yıl kutlamaları için evine dönen bir işçi(!)nin, parasının gücüne güvenen zengin müşterisi tarafından aşağılanmaya tahammül edemeyen sauna salonunda görevli bir resepsiyon görevlisinin ve çalıştığı hiçbir yerde huzur bulamayan öfkeli bir fabrika işçisinin öyküleri anlatılıyor. Her biri güçlü şiddet patlamaları ile mutsuz bir finale doğru sürüklenen öyküler, Çin’in geleceği için karamsar bir tablo çiziyor ve neredeyse her anında insanlığa dair umutların tel tel dökülmesine neden oluyor. A Touch of Sin, bütünüyle karanlık bir film.

Senaryo, gazetelerin üçüncü sayfa haberlerinden derlenerek yazılmış. Dolayısıyla A Touch of Sin, bazı filmlerin başında öylesine yazan “gerçek olaylara dayanmaktadır” yazısından çok daha fazla gerçek barındırıyor. Zhangke Jia filmiyle ilgili yaptığı bir söyleşide “Çin’in gelişimi o denli hızlı oldu ki, herhangi türden bir insanlığın bu hıza yetişmesi için sistemde ufacık bir yer bile kalmadı,” demişti. Sanrım yönetmen neyin peşine düştüğünü daha açık anlatamazdı.

Her iki filmi de anaakım sinemanın dışında seyreden sıradışı filmlere açık sinemaseverlere tavsiye ederim. mkizilca@gmail.com