yapar mıyız, yapamaz mıyız?! = moral bozukluğu ve 31


Söyleşi: Deniz Koloğlu

moral bozukluğu ve 31: bi film / tür: çok eğlenceli / yöntem: doğaçlama / süre: 1 buçuk saat / çekim süresi: 1 gün / yönetim: iddiacı taraf / prodüksiyon: dirty cheap creative / görüntü yönetimi: görsel çaba'sız / kurgu: konuda bütünlük / nasıl çekmişler: kasmadan

ali*: her şey bi iddia üstüne başladı aslında...
 
ali birgün evinin dibinde yapılan bi çekime şahit olmuş; uzun metrajlı bi sinema filminin tek bi planını 14 saatte çekmişler. ali durumu arkadaşlarına anlatmış, hepsinin içi acımış ve gaza gelmişler, kendi kendileriyle iddiaya girmişler: bi günde bi film çekmeye karar vermişler. konusu ilginç ve kolay algılanabilir olmalıymış.
 
ali: rahat izlenicek bi şey yapmak istedik. o yüzden 31. erkeklerin hayatında kadınlardan çok 31 var ama 31'le ilgili film yok. konunun içinde 31 de olunca ilgi çekme oranı yüksek oluyor tabii. 1 hafta içinde bir kadınla sevişemezse pipileri eros tarafından kesilecek olan 2 tipin o hafta süresince başlarından geçen olaylar anlatılıyor. tam anlamıyla şeyinin derdine düşmüş 2 genç yani filmin konusu.
 
filme 1 ayda hazırlanmışlar. ekipman, kendi imkânları. ekibin çekirdeği 10 kişi, figüranlar ve eş dostla 50'ye yakın, herkes gönüllü.
 
ali: yaparken çok eğlendik. hiç kasmadık. insanların bi araya gelip yaptığı bi şey bu film. çok bilmemekten kaynaklanan bi cesaret de var işin içinde. bu kadar adi bi şekilde yapıldı, senaryosu yok, hiçbir özel prodüksiyon yok... hiçbi şey yoktu ki! bi sinopsis vardı sadece.
çıkacak şeyin içten, komik ve izlenebilir olduğunu ve bi sürü insanın içinde kendinden bi şeyler bulabileceğini düşünüyorum. hem konusundan hem de doğallığından dolayı.
 
ekipte herkesin ilk filmiymiş bu. bir nevi hücum kayıt; yazılı replik, sahne yok. kimse kimseye karışmamış, herkes bi şeyler katmış.
 
ali: bu filmin bi değeri var bence: insanlara 'yapabilirim'i göstermek. uzun metraj deyince gözde büyütülen bi şey var. ama aslında bu endüstrinin getirdiği bi şey. mükemmeliyetçilik ayak bağı bi şey zaten. bizim bu kavramla bi alakamız yok. sonuçta bi şeyleri daha iyi yapacak bi seviyede bile değildik, yaptık sadece. bizimkine kotarmak diyelim.
 
bu huyu biliyorum. kötü. kafanda bi şey var ve aslında elinden az buçuk yapmak geliyo ama şekilcilikten kurtulamıyosun.
 
ali: hiyerarşik yapılanmalarda insanların inisiyatif alıp bi şey katması engelleniyo. insanları engellemezsen hayalgücü fışkıran bi şey aslında.
 
yapmışlar işte! kararsızlık göstermeden, eğlenerek, “yapma”ya hakkını vererek.
 
ali: oyunculuğun çok kötü olduğu yerler var tabii. ama bu benim hoşuma gidiyo. ben biraz zevksizim, becerilememiş, sakil şeyleri seviyorum.
 
üzerinde konuşabilelim diye filmi hızlandırılmış bi şekilde izletti ali. daha tam bitmemişti çünkü; oyuncular kendileri gibiydi.
 
ali: bence şu çok heyecanlı: bi şey yapıp ortaya koymak, ulaşılabilmek ve insanlara ulaşabilmek. insanlar artık ürettiklerini paylaşabilecek ortamlara rahatlıkla ulaşabiliyo. bizim film de böyle bi şey.
 
bu tespitin ayırdına varmış olduğum gibi kendisinden korkuyorum da. fakat ben de bi güzel, tam da ali'nin dediği gibi teknolojiden nemalanıyorum. ve fakat bolluk, çokluk ürpertiyor; bu daha çok ve daha daha da çok okunacak, bakılacak, duyulacak şey var demek... ali “korkucak bi şey yok, bu doğal bi süreç,” diyo.
 
ali: filmle ilgili ilginç bi şey de; dağıtımı korsan olucak. hiçbir şirkete bağlı değil. bu da insanlara "ha s...ir ya! bi şey yaparsam korsanda da seyredilir" hissi verebilir. ayrıca !f istanbul'da gösterilicek ve sonra internetten indirilebilicek.
işte yani yaptık, becerdik. bütün derdim, ben sıkılmadan izleyebilecek miydim... sıkılmadım da. 10-20 bin kişi izlesin yeter bence. hiçbirimiz böyle bir şey yapmamıştık daha önce ve bi sürü şey öğrendik. şimdi bi tane yapsak kesin daha güzel yaparız.
 
filmle ilgili bilgiler moralbozukuguve31.com'da. !f istanbul'daki gösteriminden sonra da yine bu adresten indirebilir ya da bi korsan dvd'ciden alabilirsiniz.

dkologlu@gmail.com