TURGUT UYAR’IN “YENİ” ÇIKAN KİTABI; VEYS


Burcu Uğuz
Turgut Uyar’ın ölümünden tam 37 yıl sonra “yeni” bir kitabı yayımlandı. Hayır, yeni bulunmuş şiirlerinin derlendiği bir kitap da değil bu, bir tiyatro oyunu. E şaşılacak ne var bunda, derseniz eğer, haklısınız. Çünkü yalnızca Türk okuru değil dünyadaki bütün okurlar çok alışkın aslında sevdiği ölü yazarların çekmecelerinden sürprizler çıkmasına. Ki, en yakın örneği geçtiğimiz yıl Bülbülü Öldürmek kitabının yazarı Harper Lee’nin “yeni” romanının bulunmasıydı.

Ama Turgut Uyar’ın bu “yeni” kitabı Veys daha bir başka. Yayın dünyası için, okur için, şiir sevenler ve Turgut Uyar sevenler için, yani hepimiz için. Peki neden Veys hepimiz için Harper Lee’nin yeni bulunan romanından daha heyecan verici?

Turgut Uyar şiiri, şairliği profesyonel bir iş olarak görürdü. Bir hobi, bir ek iş değildi onun için şiir yazmak. Evreleri olan, yönetilen, tam mesai gerektiren bir işti şairlik. Bugün bu söylediklerim bize fazlasıyla sıradan gelebilir ama onun yaşadığı dönemde şairler gittikleri yerlerde peçetelere dizeler karalar, ham imgelerini hediye diye dağıtırlardı. Bu peçetelere yazılanlar onların “şiiri” olarak kalır, ölümlerinin ardından kitaplarına bile alındığı olurdu.

Turgut Uyar ölmeden önce masasını toplamıştı. Ardında ne bir peçete kaldı, ne daktilo edilmiş bir şiir taslağı. Nitekim onun kadar profesyonel bir yazar olan eşi Tomris Uyar’ın da şairin ölümünün ardından “kalanları” bir kez daha elekten geçirdiğini biliyoruz. Hatta Yapı Kredi Yayınları 2010’da, Büyük Saat’in ardından ilk kez bir Turgut Uyar kitabı yayımlarken (Yitiksiz, Turgut Uyar’ın kitaplarına dahil etmediği şiirlerinin derlemesidir) “Biz bu kitabı yalnızca bir kez yayımlayacağız, tekrar baskısı yok. Şairin kendi kitaplarına almadığı bu şiirleri biz kitaplaştırmayız,” dedi ve arkasında durdu. Bütün bunları düşününce yeni bir kitabının bulunmuş olması hepimizi heyecanlandırdı, evet ama düşündürdü de. Nasıl olabilir, dedirtti.

Aynı soruyu varislerin de sorduğunu, bu metnin yayımlanması konusunda ciddi tereddüte düştüklerini Veys kitabına sonsöz yazan Orhan Koçak’tan öğreniyoruz. Sorumuzun cevabıysa hem yayıncı notunda hem sonsözde mevcut: Turgut Uyar’ın sağlığında yayımlamadığı, bir nedenle yayımlamayı tercih etmediği bu adı konmamış, tarihsiz oyun metni. Yani, belki de bu oyun unutulmak istendi ve içerdiği kaygılar, buluşlar, imgeler daha sonra yazılacak şiirlere gizlendi. Turgut Uyar yine profesyonelce bir karar almış ve günlüğüne de yazdığı gibi “Şiirden başka hiçbir şey yazmamayı düşünüyorum, kararlıyım buna. Şiirden başka hiçbir şey,” demişti. Ama yok edilmeye kıyılamamış bu oyun, bize bugünler için bilinçli olarak bırakılmış bir sürpriz gibi de görülebilir. Sebebi her neyse biz keyfini çıkartalım, değerini bilelim, içine düştüğümüz bu kâbus zamanda bize yine ilaç olsun, iyi gelsin bu “yeni dizeler”:

TERZİBAŞI: Uykulardan, zamanlardan, caymalardan / uygun giysiler kesip biçeriz.. / Yani o büyük hazırlığı insanoğlunun.. / O sonsuz gölgeli ağaç altına.. / Kıralların, gebelerin, tefecilerin, ayaklananların ve yalancıların ölçülerine uygun.. (...) Alkolün ve gazetelerin

*****

VEYS: Şimdi, sözde seçtiğim, ama mutlaka seçildiğim / seçildiğim bu evren yalan geliyor bana. (...) Varsın olsun… Bulmasam da olur, ama gitmeliyim… / Bir sıkıntı. Öyle bir şey. Yanlış gibiyim dünyada / Örneğin, birden bir sinemada, yahut bir tiyatroda, / yanlış gibiyim birden. / Yarın öbürgün gün batar zaten / bütün seçenler rahattır o zaman / derli toplu giyinen bir adam gibi rahat, öyle… / Yapma, ürkütme, beni korkutma, tazele...

P.S. Belirtmeden geçmeyelim, kapakta kullanılan Ali Arif Ersen’e ait kolaj akıl almaz bir tercih olmuş: Hem oyunda sık sık vurgulanan saate, vakit darlığına hem de oyunun yayımlanışındaki zamanlamaya dokunan, daha iyi yansıtan bir görsel bulunabilir miydi, hiç sanmam.

burcuguz@gmail.com