YALAN DÜNYA 2
Yenal Yergün
< abi yaa... bırak acık da ben bineyim!
> kaç kere diycem, daha ayakların pedala yetişmiyo diye? bıraktım mı düşüyosun.
< ama bırakma sen de?
> ohoo... senin peşinde mi koşturucaz? kılıcımı verdim işte oyna diye, daha ne?
< kendi başıma ne oynıyım kılıçla? siz ikiniz sırayla biniyonuz. ben de bincem!
~ saklanbaç oynayalım öyleyse!
< ya bana ne ya!
> evet! saklambaç oynayalım.
< en son sepete saklandıydım da, bulunca denize kadar yuvarladınız. başım döndü.
~ onun adı sele bi kere.
> tamam, şu ilerdeki ağaçlara gidip orda oynayalım öyleyse.
~ teyzem gitmeyin dedi oraya.
> niyeymiş o?
~ ne biliyim. cadı mı ne varmış. bizi kaçırırmış.
< cadı ne?
~ bi kadın işte.
> aa! ben gördüm onu. bana mendilini salladı geçerken.
~ uyy! büyü yapmış sana.
< büyü ne?
> kedisine de büyü yapmış galiba.
~ nası yapmış? nerden biliyosun?
> gördüm. kolunun altındaydı. taş gibi olmuş, kımıldamıyodu.
< oyuncaktır belki?
> hadi gidip bakalım! belki ordadır.
< korktum ben gitmem.
> korktuysan sevgiline koş sen de hehehe.
< sevgili ne?
> hep beraber oynuyosunuz ya komşunun kızıyla...
~ belki o da cadıdır. geçen gördüm, bizim kapıdan sümüklüböcek topluyodu.
> yok, teyzemler konuşurken duydum. dinciymiş onlar.
< dinci ne?
> din satıyolar işte. seni de satarlar belki.
< yaa! anneme söyliycem sizi. beni korkutuyolar diycem.
~ hehe. anca bir ay sonra söylersin.
< teyzeme söylerim ben de...
- bu sırada istanbul’da -
÷ ay metin, çocukları nihal’le tatile gönderdik ama içim bi huzursuz.
× ya lütfen zuhal ya! kırk yılın başı şöyle başbaşa kalabildik. bırak şu haydutları düşünmeyi. odaya geçelim hadi...
yyergun@gmail.com