ESKİDEN BİR YAZI

Deha Zor

Eskiden şairler, besteciler, ressamlar eskimiş yüzyıllarını toprağa gömerlerdi. Şimdi ise kendi on yıllarının içine ediyorlar. Takipçileri yirmi yıldan sonrasını yok olmuş gibi görüyor.
 
Tabii ki biz bunu çok sevdik. Köksüzlük bizim gibi kendi kendini yok etmiş toplumlarda ısrardır. Gayet mutluyuz kendi kaderimizle kavrulduğumuzda. Eskimiş biri yeni bir şey yaptığında, ekşiyen suratlarımızla burun göstermeye heves ederiz.
 
Ama bilemeyiz ki artık devir; eskinin yeni anılarıyla dolu. Artık “yeni” barışmaya niyetli. 
 
Dikkat edin, “Para etmeyen antika özlenir”.  
 
Köksüzlük birilerinin işine yaradı evet, Einstürzende Neubauten gibi gruplar bundan faydalandılar. Yeniden yapılanmak üzerine kurdular müziklerini. Ama onlar kendi ırmak(*)larına geri akabildiler. Ama yine de “Armenia”dan bahsettiler. Çünkü yalnız kalmak istemediler. 
 
Kendi orijinal diline yüz çeviren bir ülkede, kendi içimizden kalan başka bir dile özgürlükten bahsediyoruz, o kadar zor.
 
“Yabancı müzik” ne demek?  Yaban ne demek?  “Yaban eller” çalıp çırpıp duruyoruz. Kime karşı, neden? Ya da kendimize anlatmak istediğimiz ne?
 
Kendimize kök söktürüyoruz, geçmişimizi bulamayarak.
 
Artık biliyoruz ki ortası da yok bunun. Ya da hitap edecek sonrası. Çok acınası kaldı.
 
Çok kısa bir yüzyıldı bu.
Utanılmayacak hiçbir şey bırakmadı.
Sadece söylentiden ibaretti her şey.
Neyi neden söylediğimizi bir kenara atarak bırakan.     
 
*Bach

info@kargamecmua.org