KargART Sunar; Komputer


Irmak Arkman

19-29 Şubat arasında gerçekleşecek 3. KargART Uluslararası Video Festivali’nin açılışında Atıl Altaş ile birlikte sahne alacak İngiliz elektronik ikili Komputer ile, festival organizasyonunu da üstlenen Irmak Arkman söyleşti...


Komputer 10 yıldır elektronik müzik arenasında bulunan bir ikili ve elektronik müziğin her zaman yeniliklere ihtiyacı oluyor. Bu yenilikleri nereden ve nasıl buluyorsunuz, müziğinizi nasıl geliştiriyorsunuz? Bu yenilenmede, ilham kaynaklarınız nedir?

David Baker: Gündelik yaşam, Londra, yeni teknolojiler, doğa, her türden kaliteli müzik bizim ilham kaynaklarımız. Her zaman en mükemmel albümü yapmaya çalışıyoruz. Şimdiye kadar başarılı olamadık bu demektir ki denemeye devam edeceğiz. Önümüzdeki albüm için şimdiden bir çok fikrimiz var. Önümüzdeki birkaç ayda birçok canlı performanstan sonra üstünde çalışmaya başlayacağız.

Londra kökenlisiniz ama sound’unuz Alman ekolüne daha yakın duruyor. Bu etkileşimin kaynağı nedir?

Simon Leonard:
Müzik uluslararası bir şey, özellikle de Londra’da. Şu anda Londra’da sokaklarda 163 dil konuşuluyor ve bu daha da artıyor. Bizim müziğimiz Orta Avrupa’dan yani müzikal yeniliklerin kalbinden türüyor: Haydn, Mozart, Beethoven, Schubert; buradan da Schoenberg, Stockhausen ve Kraftwerk’e varıyor. Hepsi aynı deneyim ve birikim geleneğinden geliyor.

Size synth-master’ları diyorlar. Her zaman synth’in içine kolunuzu sokup ve deneysel sample’ların dolaylarında mı arıyorsunuz yeni sound’unuzu? (Örneğin elektronik / analog aletlerin seslerini yakalamak ve bunların manipüle edilmesi gibi)

DB: Farklı zamanlara göre değişiyor: “Market Led” (ikinci albüm), Doğu Londra’da Spitalfields Pazarı’nda bulduğumuz ıskartaya çıkarılmış plakların sample’larından yapıldı. “World of Tomorrow”da (ilk albüm) vintaj analog synthesizer’lar kullanıldı. Synthetik’de yazılım synth’leri kullanıldı. Bundan sonraki albüm bu üç kaynağın bir birleşimi olabilir. Ayrıca bundan birkaç yıl önce bizim vintaj analog synth’lerimizden oluşan “Komputer Inside” adlı “Sample Cd”yi yaptık. Kendimiz sound’ların bir kısmını yeniden sample’ladık ve bazı parçalarımızda kullandık.

Komputer’in müzik biçimi video art ve yeni medya’ya gayet uyumlu. Video art ve benzer projeler için özellikle müzik üretiyor musunuz?

SL: Olabilir. Belki. Bir rock grubu değiliz ve görseller iyi oluyor. Çünkü geleneksel bir rock grubunun pozlarını veya jestlerini takınmıyoruz. Yaptığımız hareketler sadece üretmek istediğimiz sound’u desteklemek için. Abartılmış bir şey değil.

İstanbul’a bir video festivalinin açılışı için geleceğinizden dolayı düşüncelerinizi öğrenmek isteriz; böyle bi audio visual geceden ve bir araç olarak video art’dan beklentiniz nedir?

DB: Geçmişte video projeksiyonlarını canlı gösterilerimizde kullanmıştık. Ama performansı doğru bağlamına oturtmakta başarılı olamadık. Yani performansı geliştirmekten çok değerinden eksiltti. Atıl’ın bizim 3 parçamız için yaptığı videoları çok seviyoruz ve İstanbul’da bize nasıl eşlik edeceğini merakla bekliyoruz.

Kraftwerk, Brain Eno gibi isimlerle karşılaştırılmak hoşunuza gidiyor mu, yoksa tam tersi mi? Başka ne tür müzikler ve müzisyenler size ilham veriyor?

SL: Kimse bu gibi isimlerle karşılaştırılmaktan şikayet edemez, onlar çok iyi müzisyenler. Biz onları sadece takip edebiliriz. Şu anda benim favori müzik sanatçılarım YouTube’daki amatör şarkıcı ve müzisyenler. Eğleniyorlar ki bu çok iyi.

“Synthetik” albümü “12 parçalık eğlencelik” olarak geçiyor. Ayrıca web sitenizin “fun” (eğlence) bölümü var. Buradaki “eğlence” tam olarak ne anlama geliyor? Ve “eğlence” genel olarak ve müzikte sizin için ne anlama geliyor?

DB: Albüm bizim seslerle eğlenmemiz hakkında ve umarız dinlemesi de eğlencelidir! Sitemizdeki “eğlence” bölümünü de genişletmeyi düşünüyoruz, zira şu anda yeterince eğlenceli değil! İnteraktif olsa güzel olurdu.

Atıl Altaş’la nasıl tanıştınız ve birlikte çalışmaya karar verdiniz?

SL: Aslına bakarsanız daha hiç karşılaşmadık. Bizim parçalarımıza uygulanmış video’larını gönderdi bize. Ve biz gerçekten çok beğendik. Böylece işbirliğimiz başlamış oldu.

“ISS” adlı bir parçanız var. Belli ki Kozmonotlar size ilham veriyor: kostümleriniz ve sahne şovlarınızda bir “uzay tema”sı var. Astronotlardan ziyade Kozmonotlara değinmenizin herhangi bir politik sebebi var mı? Favori uzay nesneniz nedir?

DB: Komputer olarak ürettiğimiz ilk parça “Valentina Tereshkova”, ilk kadın kozmonot hakkındaydı. Yuri Gagarin, Neil Armstrong gibilerin tüm payeyi topladığı Uzayı Keşif tarihinde, onun fazlasıyla unutulduğunu hissettik. Rus uzay gemileri ve onların isimleri bize her zaman Amerikan olanlardan daha egzotik, tuhaf, acayip ve ilginç geldi.

Çıkışınızı 1998’de yapmıştınız. O yıllar dans müziğinin altın çağlarıydı. Bugünlerde club’lar ve dans müziği etkisini yitiriyor gibi. Komputer’in bu duruma cevabı nedir? Elektronik müziğin bundan sonraki rotası nedir?

SL: Elektronik müziğin yönü her zaman teknolojik yeniliklere göre çizildi ve bu yenilikler hep daha yeni ve heyacanlı sound’lar çıkarmaya çalışan, çıldırmış müzisyenlerce sömürüldü. Süperkulüpler hâla devam ediyor ve hâla onlara hizmet veren stüdyo ve plak şirketlerinin bağlı olduğu azımsanmayacak bir endüstri var. Bu müzik gittikçe aynılaşıyor. Belli bir sound var ve tekrar ediliyor.

Bilgisayarlar ve analog / dijital teknolojiler sizin oyun alanınız. Bunlar günlük yaşantınızı bu kadar etkiliyor mu? Bilgisayarları ve aygıtları her şeye dahil eden ve bunlarla bayağı bir vaktini harcayan, tekno-delileri / ucubeleri gibi mi yaşıyorsunuz?

SL: İki başka işimiz daha var. Giysi, takı, yiyecek satan bir pazarda iki ya da üç gün çalışıyoruz. Metal satış tezgahlarını kurup, kaldırıyoruz. Bir de Londra’da bir birahanede bir çeşit piyano karaoke düzenliyoruz… Dave piyano çalıyor, ben de insanları şarkı söylemeye ikna ediyorum. Yani bayağı bilgisayar dışı işler.

Bilgisayarları ve toplumu düşündüğünüzde rahatsız edici ve faydalı olarak gördüğünüz iki şey nedir?

Bill Gates, Linux.

Peki 2007’deki favori albümünüzü söyler misiniz?

Britney Spears, yeni albümü... Biri “robotik” olarak tanımlamış albümü ki öyle, ben seviyorum.

Türkiye’yi sizin için çekici kılan ne?

DB: Seyahat etmeyi ve yeni dinleyiciler için çalmayı çok seviyoruz. En son İstanbul’da çaldığımızda yeni malzemeler deniyorduk ve dolayısıyla performans çok deneysel olmuştu. Bu sefer canlı olarak çaldığımızda parçaların oturduğundan emin olmak için çok çaba harcadık ve gerçekten neler yapabildiğimizi göstermek için sabırsızlanıyoruz! İstanbul’da kalmaktan çok hoşlandık, bizi ağırlayanlar fazlasıyla misafirperverdi ve onlarla tekar karşılaşmak için sabırsızlanıyoruz. Merhaba Orkun!!

Türk dinleyicisi hakkında ne düşünüyorsunuz? İdeal dinleyici profilinizi tarif eder misiniz?

SL: İstanbul’da sadece bir kere çaldık, bir şey diyemeyiz. İdeal dinleyicimiz, 18- 50 yaş arası, sessiz, değer bilir, zarif bayanlar ve bu arada akıllı ve çok yetenekli bir müzisyenden koca bir kucaklama isteyebilecek olanlar.

Çeviri: Oya Yalçın


19.Şubat.2008
Komputer vs Atıl Altaş
Babylon
irmakarkman@gmail.com