Erkek Egemen Bir Alan Olarak İktisat


Yakup aydın
Erk dediğimiz şeyi kadına, devlete ve sosyal ilişkilere bağlı olarak dile getirmek artık alışılagelmiş bir durum. Bu yazıda ben bunu yapmayıp, biraz daha farklı bir yaklaşımda bulunacağım.

Erkek egemenliği uygarlığın başlangıcından bu yana iktidara, sosyal ilişkilere ve üretime kadar birçok noktada kendini gösterdiği gibi iktisat “bilimi”nde de tarih boyunca kendini göstermiştir. Tarihten bugüne iktisat konusunda düşünce üretenlerin hemen hepsi erkek düşünürlerdir. 1776’da Adam Smith ile başlayan bilim olarak iktisat, günümüze kadar erkeklerin düşünceleri ile şekillenmiş, birkaç kadın (Rosa Luxemburg, Joan Robinson) dışında kadınların düşünceleri bu bilim dalında yer bulamamıştır.

Öyle ki iktisat sosyal bilimler arasından sıyrılıp teknik ve duygusuz bir bilim olma çabasıyla gelişim göstermiş bir alan olarak da erkek egemenliğinin yansımalarını tarih boyunca göstermiş, göstermeye de devam etmektedir. Duyguların, hak ve özgürlüklerin, dayanışmanın iktisat tarihi boyunca düşünürler tarafından reddedilmesi, görmezden gelinmesi ve bunların yerine kişisel çıkar ve faydacılığın öne çıkarılması da bize erkeğin mücadeleci, güce dayalı, duygusuz, dayanışmasız yanını iktisatta da gösteriyor.

Öte yandan iktisat biliminin kapitalizm iktisadı olma sürecindeki toplumsal koşulların da kadının erkek karşısında düşünce üretmek konusunda engellediğini hesaba katınca iktisadın erkek egemen bir anlayışla tarih boyunca ne kadar rahat bir biçimde duygudan, dayanışmadan, kısacası insandan uzaklaştığını anlayabiliriz. yakup.aydin@outlook.com.tr