Ayten Alpman’ın ardından…


Elif Çağlar

Ayşe Gencer’den gelen bir telefonu hatırlıyorum, “Annemle dinledik seni az önce, bayıldı sana, seni çok öpüyor…” Telefonu kapattıktan sonra hâlâ bu iltifatın boyutlarını sindirmeye çalışıyordum, bir yandan da kocaman bir gülümseme yüzümde. “Koskoca Ayten Alpman!” diye geçirdim içimden, halbuki ne kadar mütevazı ve içten olduğunu, daha onu tanımadan tahmin etmeliydim, çok sevdiğim kızı Ayşe Gencer’in, damadı İmer Demirer’in kişiliklerini bildiğimden.

Tanışmamız bundan çok daha sonra oldu, Caz Ağacı Vol.4 Frank Sinatra gecesinin provasına geldi. Bizleri dinlemek, provamızı duymak için, soğuk salonda saatlerce bekledi, bir yandan da sohbetiyle, esprileriyle bizleri bir kez daha hayran bıraktı kendisine. Kendi söylediği Frank Sinatra parçalarından da bahsetti, o an bütün konsantrasyonum sözlerindeydi ama şimdi dönüp, onu canlandırabiliyorum kafamda; şahit olmayı çok isteyeceğim bir döneme, “Çatı” isimli gece kulübüne gidiyorum. Sahnede uzun yıllar hayat arkadaşı olan, müziğe aynı tutkuyla bağlı İlham Gencer var, birlikte söylüyorlar, insanlar huşu içinde, bize şimdi bile yabancı gelen, hatta bazen özellikle öyleymiş gibi gösterilen bir müziği, cazı dinliyorlar.

Nitekim 3 sene çalışmalarını sürdürdüğü İsveç’ten dönüşünde şaşırmış Alpman, Türkçe 45’likler ve popüler müzik revaçta. İlk 45’liği “İnan Bana / Ayrıldık Yalnızım” böylece kaydedilmiş. Ardından gelmiş birçok kayıt… İlk hit’i “Tek Başına”. “Yoksa yalnız mısın sen yine, benim gibi boynu bükük, gözü yaşlı, tek başına” sözleriyle kim bilir kaç kırık kalp ağlamış, ağlıyor. “Memleketim” parçası ise, bir dönüm noktası olsa gerek. İlk çıktığında pek popüler olmasa da, daha sonra Kıbrıs çıkartması ve kabaran milli duygularla adeta marş haline gelmiş bir anda. Öyle bir coşku ki bu, günümüz gençliğine kadar ulaşmış, her ulusal kutlamanın en önemli, en özel anlarını yaratmış.

Hit parçaların devamı kesilmemiş, “Ben Varım”, “Birazcık Umut” ve yine günümüzün en bilinen Alpman parçalarından 1976 çıkışlı “Ben Böyleyim”. Zaten 1977’de “Neden sanki dünya dar gelir insana” ve “Son Defa” parçalarıyla, bir nevi “Beni bu ‘80’lerin karmaşasına sokmayın” mesajını vermiş sanki. Bitmiş mi müzik onun için? Tam tersine, inandığı değerlere ihanet edemeyecek, giderek yozlaşan popüler kültüre ayak uydurmaya çalışamayacak kadar çok sevdiği müzik hep varlığını sürdürmüş onun hayatında.

 Geçtiğimiz aylarda verdiği bir caz konserinin ardından müzisyen arkadaşlarımla konuşmalarımızı hatırlıyorum, gidemediğim için çok üzülmüştüm, herkes ne kadar harika bir kadın olduğundan, nasıl güzel söylediğinden bahsediyordu. Bir sonraki konserini heyecanla bekliyordum. Sinsi geldi ölüm, hiçbirimiz tahmin etmezken, kısa sürede alıp götürüverdi Ayten Alpman’ı. Caz mirasını kızı Ayşe Gencer’e bıraktı önce. Sonra bütün genç caz müzisyenlerine… İnandıklarımızdan şaşmamamızı, mücadeleyi bırakmamamızı öğretti. Gökyüzünde söylüyor şarkılarını şimdi: “Bir akşam gözünde aşk tüterse, geçmiş günler aklından geçerse, kalbin bomboş, ümitler biterse, sen üzülme. Ben varım…”

  elifmusic@gmail.com