DEĞİŞİM : SİBERMEKÂN KULLANICISI OLARAK BİREY
Gülşah Aykaç
Sanal mekan ya da sibermekân olarak tariflenen ve internet üzerinden kurulmuş mekânlar önemli birer sosyolojik araştırma alanıdır. Bu mekânlar üzerinden kullanıcı ve üretici olarak bireyin davranışları,, dolayısıyla beğeni ve alışkanlıkları okunabilir. Bu sayede bugüne ait toplum irdelenebilir. Bireyin beğeni ve alışkanlıkları sibermekânda üretilir ve sibermekânı üretir. Beğeni, birey tarafından bir şeyi arzu etme eğilimi olabilir. Alışkanlık ise bireyin tekrar etmesi cisimleşmiş hareketidir. Bu makale beğeni ve alışkanlıklar ile “sibermekânda bireyin hareketini” sorgulayacaktır.İnternet kullanımının artması ve dijital teknolojinin anlamının farklılışmasıyla, yalnızca bilişsel değil yaşantının içinden bir değişim yaşanır. Değişimi birey, zaman içerisinde bedensel olarak alımlar ve onu kendi bedenine katarak gerçekler. Değişim ve birey arasında neden-sonuç ilişkisi ya da ardışık bir etkilenen-etkileyen ilişkisi değil, birlikte üretilen bir süreç vardır. Bir anlamda beden değişimin kendisidir. Bu bakış açısıyla alışkanlıkların değişmesi bedenin değişmesidir ve beden değiştikçe alışkanlıklar değişir.
Birey yeni bir vakit geçirme türünü beğenmeye ve onu alışılmış bir eyleme dönüştürmeye başlar. Bu alışkanlık zaman içerisinde gündelik bir eylem halini alır. Sosyal paylaşım ağlarında “gezinmek”, bir amaç olmadan “bakınmak” gibi eylem belirten ifadeler oluşur. Bunlar alışkanlıkalara işaret eden ifadelerdir ve dil içerisinde eylemin birincil anlamından çok farklıdırlar. Başka bir gündelik eylem olarak bilgiye hızlı bir şekilde ulaşmak; ancak bilgiyi içselleştirmekten çok görsel tüketmek de alışılmış bir harekettir. Okuma alışkanlığı yerini “tıklama alışkanlığına”, yani bir sibermekândan diğerine geçme alışkanlığına bırakır.
Bireyin sibermekândaki eylemlerinin yanısıra bedenini temsil etmesi de beğeni ve alışkanlıklar üzerinden sorgulanabilir. Beden politikaları tarihsel olarak dönüşür; modernizmde “üreten beden”, postmodernizmde ise “tüketen beden” ön plana çıkar. Bugünün dünyasında ise beden “hem tüketen hem de tüketilen beden” olarak yorumlanabilir. (Nazlı, 2009) Başka bir deyişle, tüketimin özendirilmesinin yanısıra bedenin kendisi de bir tüketim nesnesidir. Buna örnek olarak sağlıklı olma kavramının toplumsal anlamı verilebilir. Belirli bir zayıflık algısına göre zayıf olmak ve bunun için yöntemler denemek birey için önemlidir. Ticaret şekil değiştirir ve bu yöntemler doğrultusunda kurgulanır. Zayıflama ilacı firmaları, “fitness” merkezleri gibi kurumlar hizmet ya da ürünü toplumsal olarak özenilen bir beden imgesi üzerinden pazarlar. Birey, beğendiği ve ötekiler tarafından beğinildiğini bildiği sağlıklı bir beden imgesiyle var olmak ister. “Avatar”ını, yani kendisinin temsilini de bu beğeni üzerinden üretir. Sosyal paylaşım ağlarında birey, avatar’ını sık sık değiştirir; çünkü tüketim nesnesi olarak beden imgesi içerisinden doğan bir bedenin tüketilmesi ve yeniden tüketilmesine alışılmıştır.
Sibermekânda yeniden tanımlanan toplumsal alışkanlıklar ve beğeni, bireyin hareketini etkiler. Olmayan mekânda, olmayan bir para ile tüketip, olmayan bir bankaya gidip borçlarını ödemek ve olmayan sosyal ağın kamusal mekânında, olmayan arakadaşlarla vakit geçirmek bireyin sıradan bir eylemidir. “Olmayan”ın tanımı, fiziksel olarak var olmayan ancak dijital olarak kodlanmış olan ya da sanaldır. Bu noktada yeni bir kritik soru sorulur: Sibermekânda “olmayan üzerinden var olmanın” -birey üzerinde okunabilen beğeni ve alışkanlıkların dışında- bugün okunamayan kısmı hangi değişimlerin kaynağı olacaktır?
Kaynaklar:
-
Nazlı, A. (2009) “Sosyolojik Bakışın Eşiğindeki Beden”, Toplum Bilim, sayı 24, s. 61-68.
-
Simmel, G.(2003) Modern Kültürde Çatışma, İletişim Yay.
-
Zizek, S. (2001) Kırılgan Temas, Metis Yay.