KONTRAST
Okan Aydın
FAVORİ
Nicolas Jaar / Sirens / Other People
Dave Harrington ile ortak imzasını taşıyan Darkside projesi ile memleket popülasyonunun mühim bir kısmını elektronik müzik sevdalısı yapan Nicolas Jaar, 2011’de çıkardığı ve 21 yaşındayken kotardığı kilometre taşı albümü
Space Is Only Noise sonrası tekrar kendi solo kulvarına dönüyor. Uzun sayılabilecek bu aranın nedenlerinden biri ilk albümün getirdiği şöhret veya bir daha o kadar iyi müzik yapamazsam gerginliği. Bu yüksek tansiyonlu dönemi birkaç film müziği projesi,
Nymphs EP’leri ve Darkside ile geçiren Jaar, daha olgun bir albümle arz-ı endam ediyor.
Nymphs’in devamı olarak nitelediği
Sirens kırılgan Jaar vokali, minik organik dokunuşlar, adım adım sizi eline geçiren minimal arka planı ve geniş ses paletiyle ziyadesiyle taze tınlıyor. Aksak ritmler, ambient pasajlar ve ekolu synth’ler albümün geneline Jaar’ımsı kodlar yükleye dursun,
Nymphs EP’leri sonrası uzunca bir süre bizi sarıp sarmalayacak denli sıcak ve içten bir albüm
Sirens.
PLASE
Supersilent / 13 / Smalltown Supersound
Trompette Arve Henriksen, klavyede Stale Storløkken ve teyp kolajlarında Deathprod’dan bildiğimiz Helge Sten’i kadrosunda barındıran Norveç çıkışlı üçlü, yirmi yıla yaklaşan birlikteliklerini canlı bir kayıtla sürdürüyorlar. Bugüne dek Rune Grammofon etiketini görmeye alışık olduğumuz Supersilent albümlerinden farklı olarak bu defa adres Oslo’da Lindstorm ve Jaga Jazzist gibi isimlere ev sahipliği yapan Smalltown Supersound. Deneysel güzergâhlara sapmak konusunda hayli deneyimli ve de cüretkâr bir geçmişe sahip olan ekip, ambient referansları bol, girift ses kümeleriyle bezeli ve melodik kurgunun uzağına düşen işitsel bir dünya yaratıyorlar. Doğaçlamanın ana bir unsur olarak parçalara entegre edildiği dinleti, zaman zaman kulağı yoran yüksek perdelere geçse de; albümün geneli konser hissini ve giderek yoğunlaşan karanlık bir atmosferi imleyerek keyifli bir tat bırakıyor. Sonbaharın olası depresif anlarına iyi bir eşlikçi özetle
13.
SÜRPRİZ
La Femme / Mystère / Born Bad Records
Bazı müzik türlerinin bazı dillerde daha iyi tınladığı bir gerçek; misal Fransızca ve electro! La Femme ile ilk karşılaşmamız 2013 çıkışlı
Psycho Tropical Berlin albümüyle olmuştu. 75 dakikayı bulan ikinci albüm yine başta electro olmak üzere pek çok türe ve döneme göz kırpıyor. Kâh ‘80’ler synth pop’undan esintilerle yelken şişirirken, kâh sakin bir deniz kenarında bir chanson dinliyormuşçasına nabzımızı düşürüyoruz. La Femme’ın en büyük artısı ilk anda oldukça eski hissi veren parçaların güncel olanla dengeli harmanı. Bu etkiyi bir derece yukarı çekense hem erkek hem de kadın vokalin ziyadesiyle kuvvetli ve ayrıksı oluşu. Uzun süresi nedeniyle arada tempo sorunları olsa da La femme’ın müziğinde her daim içinizi rahatlatacak ve olduğunuz yerde sallanmanıza yardımcı olacak malzeme ve soslar bol miktarda mevcut. Memleket ahvalinden bir an olsun uzaklaşmak, müziğin kendi eğlenceli girdabında salınmak için doğru bir adres
Mystère.
Kontra Plak Adres: Tomtom Mah. Yeni Çarşı Cad. 60/A 34433 Beyoğlu, İstanbul www.kontrarecords.com
okan@kontrarecords.com