​Ece’den Masallar


Volkan Balkan
Mecmua nadide seslerden birini daha keyifle sunar…
 
Ece Göksu, Masal isimli ilk albümünü yakın zaman (sayılır) önce çıkardı. Yılların birikimi, titiz çalışma aşkı ve içine giren caz cini, türlü formların yer aldığı albümdeki sesinin rahatlığını açıklar nitelikte. Muharrem Ertaş’ın yanında yetişen Hacı Taşan’ın iki türküsünün uyarlamaları da ayrı bir lezzet katmış. Kadro da pek sağlam; piyano ve tuşlu çalgılarda Can Çankaya, kontrbasta Scott Colberg, davulda da Mehmet İkiz var. Konuklara gelince; nefesine bereket, son dönemde neredeyse her iyi projede rastladığımız Engin Recepoğulları tenor saksofon, uzundur Amerika’da olan Bulut Gülen trombon ve bir İstanbul efsanesi İmer Demirer de trompetiyle nefes vermiş albüme. Ece şu sıralar New York’ta konserler peşinde. Döndüğünde yukarıda (KargART) keyifle ağırlamak isteyeceğimiz isimlerden biri.
 
Ey sevgili Kadıköy eşrafı, elimizi güçlendirin. Aşağıdaki adrese olur, info@kargart.orga  olur, “biz de üç kuruşa bira içip, ev ortamında caz dinlemek istiyoruz” falan yazın Gak Session’lar başlasın!
 
Ece, elinize sağlık, merakla bekliyorduk albümünü. Dil ile başlayalım; albümde hem İngilizce, hem Türkçe sözler var. Hangisinde daha rahat hissediyorsun kendini? Başta bir çekince oluştu mu dil seçimde?
Aslına bakarsan hiçbir çekince oluşmadı. Bazı şarkılar vardı bana İngilizce duyulan, bazıları vardı Türkçe. Albümün genelindeki bütünlüğü bozar mı diye ilk etapta biraz düşündürdü ama çok kısa bir süre sonra tam tersine dil farklılığının güzel bir renk olacağına karar verdim. Bir de her şarkı her dilde olmuyor gibi geliyor bana, bazı melodiler Türkçe tınlıyor, bazıları İngilizce… Başka diller biliyor olsam onları da duyardım kesin kimi ezgilerde.
 
“Very Early” gibi bir standardı bugün tekrar yorumlamak ya da albümüne almanın sebebini inceden deşelim istiyorum. Pek de güzel söylemişsin, o parçayı senin için özel kılan bir durum var mı?
Albümde (büyük bir Bill Evans hayranı olarak) bir tane Evans parçası olsun istiyordum, “Very Early” de NJ’de yüksek lisans bitirme konserim için düzenlediğim parçalardan biriydi. Albüm için yeniden üzerinden geçip, birkaç değişiklik yapıp, bu şarkıda karar kıldım.
 
Parçaların hikâyeleri varsa bilmek isteriz.
Aslında pek yok. (gülüyor) Ben Masal’ı bir sürü bekleyen parçadan seçerek oluşturmadım. Bir Masal yazmaya karar verdim ve bu şarkılar çıktı. Tüm albümün bir bütünlüğü olsun istedim, içinde alt başlıklar bulundurabilecek bir bütün ve “Masal” geldi aklıma. “Just Like A Fairy Tale” Broadway tarzı bir standart olsun isteğimden oluştu, türküler bizden de bir şeyler olsun diye ve melodileri çok güzel oldukları için dâhil oldu, Bill Evans hayranlığımdan dolayı “Very Early” katıldı, “Nova Bossa” yıllardır Can Çankaya’nın bayıldığım bir parçasıydı, “Salıncak” ve “Neden?” sözü de müziği de bana ait olan iki Türkçe şarkı, “Star” yine Can’ın bu sefer sözlerini de yazdığı bir şarkı, “Egoistan” malum masalımız, “Yaşamayı Öğrenmek” de babamın güzelim şiiri. Hepsinin kendi içinde hikâyeleri var.
 
Türküler ağzına pek yakışmış, çok içten söylüyorum. O parçaları söylerkenki rahatlığın aklıma “bir bölünmüşlük yaşıyor musun?” sorusunu getirdi. Yani bir yandan klasik Batı, oradan caz ki caz yorumlarında da aynı rahatlık var... Ayrıca, bu türküler caz formuna uyarlanmış ya pek tabii, sentez fikrine nasıl bakıyorsun özellikle türkü - caz birlikteliği hususunda?
Teşekkür ederim! Albümde iki türkü var. “Mavilim” NY’ta oluştu. Metropolitan Room’da vereceğim bir konser için caz standartlarının yanı sıra bizden de bir şey olsun istedim, o sırada da Adnan Saygun’un şan ve piyano için olan parçalarını inceliyordum ve çok sevdim, hem türküyü hem de Saygun versiyonunu tabii. O konser için de “Mavilim”i aranje ettim.
 
Albümün oluşumu sırasında da babam “Bugün Ayın Işığı” diye bir türkü vardır, çok güzel olabilir, bir bak istersen dedi. Onu da dinleyince modern caza adapte edilse gerçekten güzel tınlayabileceğini düşünüp Can’la düzenlemeye başladık. Ve sonradan öğrendim ki iki türkü de aynı yöreye ve aynı besteciye ait.
 
Klasik müzik eğitiminin ardından caza geçiş sürecin… Neler belirleyici oldu senin için?
Çok ufak yaştan beri caz şarkıcıları dinliyorum, özellikle de ortaokulda solfej hocam Prof. İlhan Baran sayesinde birçok caz standardını öğrenmiştik. Klasik müzikten farklı olarak cazdaki doğaçlama özgürlüğü çok farklı bir duygu. Söylemek istediklerinizi vokallerle, seslerle, efektlerle söyleyebilmek, melodileri kendinizce yorumlayabilmek, sözlerle oyun oynayabilmek klasik müzikte olmayan durumlar.
 
Amerika macerandan da dem vuralım isterim. Neler yaptın, neler kattı sana?
Amerika’ya ilk olarak 2007’de New Jersey’de William Paterson Üniversitesi’nde master yapmak için geldim. Mezun olduktan sonra New York’a taşındım. Her caz müzisyeni gibi ben de kendimi jamsession’lara, konserlere, workshop’lara, özel derslere, vs. attım durdum. Hâlâ da NY’a her geldiğimde yapıyorum bunları.
 
Okulun neler kattığına bir başlarsam sayfalar dolusu konuşurum herhalde ama kısaca, başta vokal hocam Nancy Marano olmak üzere, bana caz söylemeyi öğretti diyebilirim. Buraya gelmeden önce caz dilini iyi bilmiyordum, doğru isimlerden iyi bir başlangıç oldu. NY ise; bu dili konuşmak isteyenler için en iyi yer.
 
Genç bir caz vokalisti özelinde İstanbul’la New York’u kıyaslasan neler söylersin? İstanbul’da caz söyleyerek yaşamanın mümkün olmadığını düşünüyorum. Handikapları kadar güzellikleri olduğunu da bilerek pek tabii.
Ben bu iki şehri kesinlikle kıyaslayamıyorum. İkisi de içinde farklı güzellikler, renkler bulunduran dev metropoller. Ama bir caz şarkıcısı olarak NY’ta olmak her zaman çok şey öğretiyor tabii. Öğrendiğimi fark etmek de daha çok çalışmamı sağlıyor. Tüm bu motivasyonla İstanbul’a dönmek ise dünyanın en güzel şehrine tam gaz merhaba demek olur benim için.
 
Hiçbir yerde sadece caz çalarak veya söyleyerek yaşamak mümkün değil gibime geliyor, en azından gençken. Mutlaka tüm caz müzisyenlerinin ya akademik bir tarafları var, ya özel ders veriyorlar ya da başka şeyler… Ama bir gün gelir de bunların hiç birini yapmadan sadece şarkı söyleyerek yaşayabilecek olursam ne âlâ!

juzma2@yahoo.com