Şeytan - Tanrı - İnsan


Emre Eryılmaz
Agatha Christie hikâyelerinde karakterlerin her biri şüphelidir, aynı zamanda şüphecidirler. Sadece zanlılar, tanıklar değil, örneğin, dedektif Hercule Poirot bile şüphelidir. Bir an gelir, tüm karakterlerin bu Fransız mı Belçikalı mı olduğu belirsiz adama kaygıyla baktıklarını fark edersiniz. Ona karşı güvensizlikleri, olayları çözebileceğine karşı şüpheleri olduğunu görürsünüz. Bunu dedektifin kendisi de görür. Poirot dedektiflik işleri arasında kendinde neyin eksik olduğunu düşünüp durur. Tedirginliği “Hayır Fransız değilim, ben bir Belçikalıyım” cümlesinde dışa vurur. Şöyle düşünüyor olmalı “Cahil, çıkarcı insanların arasında yalnız mıyım?”
 
Kendini ispat çabası içindedir. Onlara yakınlık göstermek için uğraşır. Sempati görmek için espri yapar. Saygı görmek için olağan üstü kibarlık ve centilmenlik örnekleri sunar. Kabullenilmek hissi tüm Belçikalılarda böyle midir? Bu Agatha’nın tahayyülü. Ama bu uğraşları esnasında bir kişi daha ölür. Hata payı bir kurban, bir şüpheli, bir şüphecinin ölümüdür. Üzüntü anı, bu ölümün güzel bir kızın başına geldiğindedir.
 
Son bölümde Hercul’ün çıldırma sahnesine tanık oluruz. Sıra halde bekleyen zan altındakilerin en gizli sırlarını inanılmaz bir sertlikle ortaya döker, yüzlerine adeta çarpar. Sanki “Ben bir Belçikalıyım sizlerse daha aşağımdasınız, belki katil değilsiniz ama günahlar içinde olduğunuzu biliyorum,” demektedir.
 
Son satırlar hep Mösyö Poriot’a kibarlık ve tedirginlikle “Lütfen bizi ziyaret etmekten çekinmeyin” tarzı konuşmalarla geçer. Barınacağı bir sayfiye alanı daha olmuştur. Poriot böylelikle şüphe altında olsa da kabullenilmiştir. Mutludur. Poriot bıyıklarını düzeltir, bastonunu çevirir, yürür gider.
 
Sherlock Holmes ise olaylar başladığında kemanını çalmaya başlar. Onun için şüpheli yoktur artık. Kemanını bıraktığı an suçlu biliniyordur. Onun, davaları alma nedeni; insanın suça motive oluşundaki etkenlerdir. İnsan ruhunda olası bir gizem aramaktadır. Ruh, çünkü zekâları önemsenmeyecek ölçüde kıttır. Vukuatlardaki insanlar onun deney hayvanlarıdır sadece. Ve Sherlock deney tüpleriyle oynamaya bayılmaktadır.
 
İnsanlar ondan korkar. Bilirler ki; sonunda ne olursa olsun, istediği takdirde doğru ya da yanlış tüm kurguyu istediğine yükleyecektir. Maceralar esnasında bir insan daha ölmüş ise, Sherlock öngörmemiş değildir. Doğal seleksiyonun getirisi olmuştur ve insanlar aptaldır.
 
Sonunda gerçek suçlunun, ezeli düşmanın planları bozulsa da yakalanmaktan kurtulur. Holmes’de hata yoktur. O materyalleri sunmuştur. Kovalamacaların sonucu deney hayvanlarının başarılarına kalmıştır. Kusursuz Holmes dışında her kez eksiktir. Buna dost ya da akrabalar da dâhildir. Lakin tüm eksikliklerine rağmen onlara karşı anlayış gösterir. Suçluları bile duygudan yoksun bir saygıyla anar. Ezeli düşmanına karşı centilmen bir İngiliz’dir. O zaten kim-ne-neden biliyordur. Zaman içerisinde ele geçireceği kişidir.
Son geldiğinde arkadaşı Watson onu över, maceranın sıkılığından, dehasının sınırsızlığından bahseder, yazına döker. Sokak çocukları kulaklara onun dimağ durduran maceralarını fısıldar. Gazeteler methiyelerle donanır.
 
Arsen Lüpen’in başı beladan kurtulmaz, tam bir hırsızdır. Maruz kaldığı örgüye karşı tek başınadır. En fazlasından parayla tuttuğu basit dolandırıcı tayfasından kişiler vardır yanında. Onlar da Arsen’i farklı bir kişi olarak bilirler. Hırsız Lüpen dürüst davranamaz, çünkü hırsızdır. Mücadele ettiği güçler ondan üst düzey sınıflardadırlar. Suçlu Lüpen hatasını kendi hayatıyla öder, ödetirler. Hata yapma payı en iyisinden tüm suçlamalardan mahkûmiyettir.
Bir hırsızlık planı yapar, planı uygular. Elinde olmadan (vicdani kaygılar altında, zenginliklerine karşı kötücül yollarda, masumlara zarar verenlere karşı nefretiyle) bambaşka bir macerada bulur kendini.
Baş etmesi gereken sadece diğerleri değildir. Kendisiyle de uğraşmak zorundadır. Başkalarının ve kendinin de bildiği gerçek; Arsen Lüpen su götürmez bir suçludur. Olayların etrafında dönerken kendisini sakınmak zorundadır. Rolden role girmek kendi hayatı üzerine bir gerekliliktir. Maske takmak tek çıkar yoludur. Maceralarında gerek fiziki gerekse duygusal yaralar alır. Gülüp geçmesi onun dış görüntüsündeki maskelemedir.
 

Örgüyü; el yordamıyla, küçük yemlemelerle, tahmin ederek, biraz da şansla çözmeye çalışır.
Olaylar gelişir, zirvelenir ve çözülür. Planı tutmuştur. Ufak tefektir. Kazandığı anlar dâhil, tüm bilmişliğine rağmen kırılganlığı dikkatten kaçmaz. Macera bitmiş, yaptığı role dost olanlar yollarına gitmişlerdir. Çıplak Lüpen tekrar yalnızdır. Son kertede tüm maceranın sevimsizlikleri gazetelerde yer alırken, Arsen Lüpen adi bir suçlu olarak sorumlu tutulur.
 
Şüpheli ve şüpheci Poriot, şüphesiz Holmes ve şüphe ötesi net suçlu Lüpen’i, olası bir Meksika açmazı esnasında belirtili özellikleriyle ele aldığımızda, Lüpen’in tek sağ çıkacak karakter olacağından kuşkulanabiliriz. Kanımca, konuşlandıkları yeri kaybetmek istemeyen iki karakter Poriot ve Holmes birbirini harcarken, Lüpen araziye ayak uyduracak, görünmez kalacaktır. Hercule ve Holmes kibir ve üst benlik takıntılarının kurbanları olacaktırlar.
 
Peki, bu iki zirve karaktere sorumsuzca sadece kendi istekleri doğrultusunda hareket etme misyonunu veren bilinç kim? Lüpen’in araziye ayak uydurma yeteneği insan doğasının hoş bir garabeti. İnsan ilişkilerini; tanıma, ölçme, karakter kodlaması yapma ve belli bir standartta işgaliyete dayandığını varsayarsak eğer, diğer iki karakterin sonlarını getiren unsurun Lüpen’in tam da kendisi olduğu sonucuna varabiliriz. Lüpen, zavallıca görünen insani değerlendirmeleriyle yaşamaktadır. Üzerine almadığı, şaşmaz ve diklemesine hayata bakış üstünlüğünü, ölümcül bir sona doğru ilerleyen Hercül ve Holmes’e yüklemektedir.
 
Demek odur ki; insan eninde sonunda karşılaşacağı bir üçlü çatışmada ortamsal uyumuna devam edecek, zaman içerisinde ihtiyaç dâhilinden çıkan iki karakterin birbirleri içerisinde yok olmalarını bekleyecektir. Hercul Poriot ve Sherlock Holmes kendi üst benliklerinin o denli bilincindedirler ki; Lüpen’in küçük aldatmacasından zerre şüphe etmezler.
 
Kalın sağlıcakla.
 
  sefahat@hotmail.com