Çizim: Anita Sezgener

Gözsüz Yazı


M. Deniz Deniz
...iki kişiydiler. Müziğin ritmine kendilerini bırakmış dans ediyorlardı. İki adam geldi yanlarına. Konuşup dans etmeye başladılar. Yan masada üç adam oturuyordu. Onlar da aralarında konuşuyordu. Ben yalnızdım. Sonra kadınlardan diğeri feryat figân “Çantam yok,” diye bağırmaya başladı. Yine iki kişi kalmışlardı. Yan masada üç adam. Ben yalnız. “Sizinle dans eden adamlar nerede?” diye sordum, “Onlar gittiler,” dedi birisi. “Belki onlar almıştır, tanıyor musunuz?” dedim. “Onlar Fransız, yapmazlar,” dedi. Diğeri garip garip yan masaya bakıyordu. “Bunlar Arap, kesin bunlar almıştır,” dedi, “Üstlerini arayalım, polis çağıralım,” dedi diğeri. Sonra tepedeki kamerayı göstererek “İzleyelim, kimin yaptığı anlaşılır,” dedim. Masadakiler gülerek gözümün içine bakıyorlardı. Çantayı “Fransızlar” alıp gitmişlerdi... Çocuklar gülen gözlerle bana baktı, ben onlara. Kadınların gözleri yoktu, ben usulca eskiye gittim çocukların gülen gözlerinde. 17 yaşındaydım, Azad (18) üniversiteyi kazanıp Antakya’ya gelmişti. Ben Antakyalı o Diyarbakır. Azad’la yürüyoruz bir gece yarısı. Azad’a örgüt propagandası yapıyorum. Azad “Yok abi, okuyacağım ben,” diyor. Tam o sırada polis aracı duruyor, üstümüzü arıyorlar, sorular soruyorlar. Ben cevap veriyorum. Azad susuyor. “Kimlikler,” diyor polis. Çıkarıp veriyoruz. Azad’a “Sen bizimle geliyorsun,” diyorlar. Ben, “Ne yaptı ki? Yeni geldi o, ben de gelicem,” diyorum. Dinlemiyorlar, Azad’ı bindiriyorlar araca. Azad gülümseyerek bakıyor gözlerime, ben onun gözlerine. Polislerin gözü yok. Azad Diyarbakırlı ben Antakya. Azad okumak istiyor ben örgütü büyütmek. Çocuklar konuşuyor, birileri dans ediyor... Savaşın çocukları hep şüpheli, şüphenin gözleri hep aynı, gözleri çıksın. mdenizd@gmail.com