Dilan Bozyel

Alpman’ın Az Zamanda Uzun Yürüyüşü


Tayfun Polat
Çook genç ve çok yetenekli bir müzisyenle karşınızdayız sayın okuyucu. Güneş Alpman, önce Alpman adıyla evde yaptığı kayıtları internete koydu. Sonra, taa Kanada’lardan bir plak firması onu keşfetti ve kendisine 45’lik bir plak yaptı. Bu olay geçtiğimiz yılın başında gerçekleşmişti. Alpman durmadı, kayıtlar yapmaya, internete koymaya devam etti. Ardından bu müziği sahneye taşıma zamanı geldi ve Alpman and The Midnight Walkers ortaya çıktı. İlk konserlerini Ocak ayında verdiler. Ve o gün bugündür herkes onları konuşuyor. Biz de gecikmeden Güneş’e merakımızı celp edenleri sorduk.
 
Yanılmıyorsam henüz 20’li yaşlarının başındasın. Benim müziğini dinlerken en çok merak ettiğim şu oldu, bu yaşta bu altyapı nasıl oluştu? Ben şahsen 30’larımdan sonra siyah müziği, funk’ı, fim noir ve giallo sondtrack’lerini keşfettiğimden (yaşıtlarımın çoğu gibi) biraz hayranlık ve hasetle karşıladım da bu yetkinliği…
 
Biraz klişe olacak ama ciddi anlamda mid-century müzikal anlayışını, günümüz standartlarına göre çok daha samimi ve sıcak buluyorum. Altyapı nasıl oluştu bir fikrim yok lakin severek dinlediğim şeyler bu stillerde. Oturup saatlerce ‘60’lar, ‘70’lerden kalma stok müzikleri, müzik kütüphaneleri ve BBC Radiophonic Workshop’larında kaybolduğum çok oldu. Sanırım, Alpman’ın sound’undaki en majör etki bu.
 
Galiba ilk 45’liğini basan Kanadalı plak firması Kept’in müziğini tanımlamak için uydurduğu janr, spychedelic. Sence ne demek?
 
Benim için “Spychedelic” janrının sözlük tanımı şu;
‘60’ların garaj, surf rock, rare groove ve funk gibi stillerinin, casus filmlerinin -ve hatta B-movie- yüksek tansiyonlu atmosferi ile bir blender’a konulup karıştırılarak yapılan bir müzikal kokteyl.
 
Gelelim The Midnight Walkers’a. Müziğini sahneye taşımak için kurulduğunu biliyoruz. Ama kardeşim, insan grup kuracağım deyip birbirinden yetenekli 3 müzisyeni (Baran Göksü, Umut Çetin, Ali Somay) nasıl bir araya getirebiliyor? Bu işte bir sihir var gibi…
 
Kasım 2013’te Alpman’ın gelecek Demonation Fest’te çalacağı kesinleşmişti ve bir gruba ihtiyacım vardı. Aynı hafta içerisinde İsveç’li Fasaan Recordings’in kurucuları olan Prins Emanuel & Golden Ivy ile üstünde çalıştığımız bir proje dolayısıyla yolum Kadıköy, Studio Bee’ye düştü. Baran ve Umut’la bu sekilde tanıştık. Ardından daha hiç birlikte çalmadan, hatta parçalara bile bakmadan, sırf konser için “Sizin adınız The Midnight Walkers olsun, benimle çalar mısınız?” falan gibi sorularla onları benimle çalmak zorunda bıraktım sanırım. Zamanla tuşlu partisyonlarını çalacak birisi gerekiyordu ve Ali Somay ile tanıştırdılar beni. Dürüst olmam gerekirse, benim “müzikal hayatım” içinde başıma gelmiş en iyi 2 şeyden birisi The Midnight Walkers.
 
Alpman solo projesinden Alpman and The Midnight Walkers’a müzikal değişiklikler de olmuş, yeni kayıtlar sayesinde fark ettik. (Böyle bir) grupla çalmakla ilgili görüşlerini de almak isterim.
 
Doğal olarak eski parçalar daha “organik” bir hal aldı. Yeniliklere açık ve tahmin edilemez bir forma girdi aslında. Ki bunun en büyük sebebi, o sıkıcı dijital, grid mantığından çıkıp gerçek insanlar ile müziği o an orada üretiyor olmamız. Ve tabii bir ekip halinde çalışmanın en zevkli kısmı, herkesin kendine ait fikirleri olması. Bütün bunlar toplandığında da, işte o bahsettiğin müzikal değişiklikler meydana geldi. İyi ki de oldu aslında ve daha fazlası da olacak. Ama şimdilik bu konuda susmalıyım.
 
2013’ün en heyecan verici çıkışlarından biriydi ilk 45’liğin. Ocak ayındaki Demonation Festivali’nde ilk kez sahne almanızdan beri de herkes sizi konuşuyor. 2014 çok daha iyi bir yıl olacak gibi. Neler var sırada?
 
Yıl içinde planlamış bir kaç festival konseri var an itibari ile, bunlar haricinde zaman bulabilirsek tek başımıza ufak çaplı konserler de düzenleyebiliriz. Fakat asıl odaklandığımız konu bir an önce “Seven Seas / Behind The Ocean” 45’liğini yayınlamak ve diğerine başlamak. Aslında, bir LP fikrimiz var ve “Seven Seas - Behind The Ocean” plağı bu LP'e ait ilk single olacak diyebilirim, sanırım. Bu konuda da daha fazla konuşmamam gerektiğini hissediyorum, hiçbir sürprizi bozmak istemiyorum çünkü. Sadece yeni bir şeye hazır olun, çünkü müzikal açıdan farklı bir formata doğru ilerliyor gibiyiz.