Onlar Uygun Zamanı Bilirler…
İskandinavya ülkelerini bilenler bilirler… Enfes doğası, kendi halinde insanları ve sakin yaşamıyla, sanki bu dünyadan değilmiş gibidirler. Özellikle de gündelik yaşamın karmaşası içinde boğulmuş, bizim gibi büyük kent insanları için… Kuzeyin sessiz, sakin yaşamı nasıl olur da death metal, gotik metal gibi türlerin biricik sahneleri haline gelir, bu soru her zaman bende şaşkınlık yaratmıştır. Garip bir şekilde, metal müziğin sert inişleri ve çıkışları, çalkantılı yaşamların ürünü olabilirmiş gibi gelirdi bana.
Ancak durum öyle değil tabii. Kuzeye gidildikçe müziğin de sertleştiği bir gerçek fakat bu durum yaşam tarzının birebir yansıması değil. Death metal müzikle uğraşıp da inanılmaz sevimli yaşam tarzlarına sahip; çiçeklere ve güzel olan her şeye meraklı pek çok müzisyenden bahsedilebilir. Müzik hakkında kesin yargılara varmak elbette imkânsız. Fakat, kuzeyin yalnız yaşamı kendisine, inişi çıkışı çok olan sert müziklerde hayat buluyor olabilir. Görünen sükunetin altında yatan haykırışların sözcüsüdür belki de metal müzik. Kim bilebilir?
Bir Kings of Convenience yazısına metal müzikten bahsederek başlamak ne kadar doğru bilemiyorum. Ancak, çok sevdiğim bu grubun Norveçli olduğunu öğrendiğimde nasıl bir şaşkınlık içine düştüğümü anlatabilmemde yardımcı olabileceğini düşündüm.
Sükunetin müziğe gelmiş hali olarak tanımlanabilecek Kings of Convenience, karmaşanın içine düştüğünüz anda sizi bundan kurtaracak biricik müzik gruplarından. “Şimdi biraz sakin ol. Gözlerini kapa, derin nefes al ve kendinin farkına var,” derler gibi. “Şşt, biz buradayız,” diye fısıldamaktalar sanki kulağımıza.
Kings of Convenience, mütevazi duruşlarında ve yalnızca kendi müziklerini yapmanın mutluluğunda kendilerini var ederken; grubun varlığı, “bu grubu seven biri kötü biri olamaz” önyargısını uyandırmıştır hep bende.
Şimdilerde Norveçli ikili Erlend Oye ve Eirik Glambek Boe’nin hayat verdiği grup Kings of Convenience, üçüncü stüdyo albümleriyle sevenlerini selamlamakta. EMI tarafından 20 Ekim’de piyasaya sürülen Declaration of Dependence, grubun hayranları için beklenen ve sevindirici bir çalışma oldu. Albümden çıkan iki single; “Mrs Cold” ve “Boat Behind”, haliyle albümün en çok dinlenen parçaları arasında yerini aldı. Henüz albüm yayınlanmadan, çıkan singlelarla, Kings Of Convenience’ın beklenen üçüncü stüdyo çalışmalarıyla ilgili tahminler yürütülmeye başlandı. Nihayet 20 Ekim geldiğinde meraklı bekleyiş sona erdi.
Hiçbir vurmalının ya da davul sesinin yer almadığı Declaration of Depedence albümünde Oye ve Boe, “bağımlılık”ın önemini vurguluyorlar. Herkesin bağımsızlık diye haykırdığı günümüzde, birlik olmanın, kolektif işler üretmenin güzelliğine dikkat çekmek istiyorlar. İkili, bu son çalışmalarını iyi ve kötü günlerin yaşandığı uzun ve ortak bir çalışmanın ürünü olarak tanımlıyorlar.
Prodüktörlüğünü grup elemanlarının Davide Bertolini ve Robert Jonnum ile beraber yaptığı Declaration of Dependence’da karşımıza çıkan, genel olarak, bilindik Kings of Convenience’dan başkası değil. Ama insan, bu adamlar daha neler neler yapabilir bir görmek istiyor. Grubun sınırlarında gezinmek arzusunu içimizde taşırken, her şeye rağmen, bilindik sularda yüzüyor olmak, güzel ama tatminkar değil. Ancak grubun ilerlediği müzikal yolculukta, onları keşfetmek için beklemeyi bilmek gerek diye fısıldıyor sanki bir ses kulağımıza.