İSMİ VAR, CİSMİ YOKLAR ORKESTRASI


Yaman Ural

Bu memlekete uydurma bir isim verilecekse eğer, benim önerim yukardaki başlıktır. İzin verirsen ey okur, ağzımdan küfür kıyametle; tükrükler saçarak dökülmek isteyen kelimeleri adabımuaşeret dairesi içinde, ılık bir dille sereyim önüne.

Siyaset
Neresinden tutmaya kalksan, tuttuğunun elinde kalacağından adın kadar emin olduğun, (hâlâ değilsen de eğer bir an evvel bu gerçekle yüzleşmen gereken) şu güzide topraklarda, hem de dört bir yanımız buram buram testesteron ve siyaset kokarken, en çok siyasetin ismi var ama, cismi yok. Gırtlağına kadar hamasete gömülü, sağa sola çalım satarak maalesef siyaset olmuyor. Rakı sofrasında barbunya, pilaki yanına ilişiveren ve ancak bir rakı sofrası muhabbeti, bir kahvehane lakırdısından ibaret olan, yani hiçbir eylemi olmayan siyaset ancak ismen var olabiliyor. Gelecek 5-10 yılın enerji, tarım, eğitim, sağlık, çevre vs. politikası hakkında hiçbir şey söyleme ihtiyacı hissetmeden yürütülebilen siyaset, ismen var ama cismen yoktur. Buna mukabil, lafazanlıktan başka hiçbir icraatı olmayan muhalefetin ve muhaliflerin de varlığı ancak esame defterinde bir isimden ibarettir.

Hayat
Gelecekte bir gün, belki Bodrum’a taşınınca ya da buralardan bir şekilde çekip gitmeyi “başarınca” yaşayacağını sandığın hayat. Bombaların ve korkuların, yoklukların ve suskunlukların gölgesinde geçen zamanlar. Halbuki, geçen zaman değil, ömrümüz. İsmen var olan ama cismi de buysa, “Hay ben böyle cismi trallallalla…” demekten kendimi bir türlü alamadığım süreç. İsmen bir hayatımız var, ismen demokrasi, ismen haklarımız, ismen güvenliğimiz. Her şeyin bir ismi var, bizim de ismi olan şeylerin hayalini borca dönüştürecek kredi kartlarımız var. Altı taksite her şey kapına teslim. Benzer şartları kölelik diye isimlendiren kendini bilmezlere aldırma sen. Beş senede bir, bir kağıda damga basarak vicdanını rahatlatan herkese halk denir. Seçmen kütüğünde ismin var, ama unutma cismine hiç kimsenin tahammülü yok.

Erkek
Bir ara birileri kitabını yeniden yazacaktı galiba bunun. Kitap yarım kalmış olacak ki, memlekette bir erkek çıkıp, çoluğu çocuğu taciz edenlere haddini bildiremedi. Karısına, kızına yan bakanı fena marizlemenin genetik kodlarına işlendiği bilinciyle yaşayan, mahallenin namusunu korumanın, çüklü doğmuş olmanın kendisine verdiği bir vazife olduğu hissiyatını bir an olsun aklından çıkartmayan erkekler, erkeklerimiz… Evinde oturmayı, whats up grubunda lise arkadaşlarının ibne olduğunu haykırarak günü ve gündemi geçiştirmeyi tercih etti. Vakur aile babasına da yakışan bu değil midir zaten? İsmi çarşaf çarşaf 835 punto yazılan, lakin cismi ancak önündeki sallantıdan ibaret olacak kadar var erkeklik.

İlişkiler
İlişmeden mümkünse, bize biçilen rolleri çok deşmeden. Aldatıp, konuyu dillendirmeden, aldatılıp, “Aman rahatımı ne bozucam şimdi” söylemi ile devam eden ilişkiler. Sevgiyi genişletilmiş bencilliğimizle karıştırdığımız süreçler. Şehveti bitmiş, pornoya mahkûm evlilikler. Aynı evde, farklı ekranlar başında, bambaşka dizilerin peşinde akıp giden hayatlar. Kadın olduğunu hissedememenin bunalımını, hayatı iki kişilik bir zindana dönüştürerek yaşamayı tercih eden kadınlar ve ömürlerinin otuz beşinden sonrasını suçlu ergenler gibi yaşamaya mahkûm olmuş kart otuzbirciler. Bu ilişkiye bir isim koyalım diye başlamış evlilikler ve gelinen nokta. Kokmuş çorabını koyacağı sepetin yerini bilmeyen, elini bir gün çamaşır makinesine ve yemek işlerine sürmemiş özde ana kuzusu erkekler. Memleketin yüksek averajlı abazanlığından kendine fırsat üretip, az kadınlık ve çok dırdırla annesinden bir parça daha eğitimli olduğunu düşünen kadınlar. İsmen var olup, cismini ancak çocukların geleceği yüzünden sürdüren, hayaller ve umutlar yerine, zaruri müştereklerde buluşulan birliktelikler. Bir isim verecek olsan, Anasının Gamı demekten kendini alamayacağın iki kişilik, mutualliği bile müphem organizmalar.

İsmen varlar evet, ama cismi, somut varlığı yani, ne ismini hak ediyor, ne de anlamlı bir şey ifade ediyor bana. Cool isimlerden mürekkep bir hayatın içinde, omurgasız bir sübye gibi akıp gidiyoruz hep beraber. Çok karamsar bir tablo çizdim farkındayım. Sözü güzel bitireyim hiç değilse. İsmi ve cismi ile müzik var bu memlekette. İsminin gücünü, gösterdiği varlıktan alan Adamlar var, Hayaletler dolaşıyor geceleri, geceleri utanacağımız şeyler yapmamızı fısıldıyorlar bize. Kalben ne hissediyorsan, Yüzyüzeyken de onları konuşman gerektiğini söyleyen çok güzel insanlar üretti bu umutsuz süreç.

Tek ümidimiz de bu sanırım, bunca yokluk arasında bize kalan. yamural@gmail.com