Kılavuzu Karga Olanın


MERCEK


ÇEŞİTLİ SANATÇILAR – Bİ’ ŞARKIM VAR! – STÜDYO – THINGS&RECORDS
Başak Yavuz’un bir süredir Açık Radyo’da sürdürdüğü “Bi’ Şarkım Var” programı ve Cafe Mitanni’de düzenlediği açık sahnede yer alan isimler, şarkılarını en yalın ve samimi halleriyle söyleyenlerden seçiliyordu. Şimdi bir seçki ile “Bi’ Şarkım Var” albüm oldu. 14 şarkının yer aldığı albüm, şarkıları ve sözleri öne çıkaran Başak Yavuz’un yalın prodüksiyonuyla dikkat çekiyor. Arkasının da geleceği bir albüm dizisi aslında bu. İlk seçkide Kudret Kurtcebe, Gülce Duru & Tansu Çuhacı, Cengiz Eyüboğlu, Fulya Özlem, Ruşen Alkar, Turgay Demiryürek, Ömer Türkoğlu, Ceyda Özbaşarel Gülşen, Başak Yavuz, Barış Uğur, Emre Akbay, İpek Aktar & Emre Soyer, Eda Sena Şenceylan ve Banu Kanıbelli’nin şarkıları yer alıyor.
 
Şarkıların her biri Başak Yavuz gibi usta bir vokalistten bekleneceği gibi söz yazımı ve söyleniş olarak örnek gösterilecek nitelikte. Bu şarkılara kulak verin, iyi hissedeceksiniz.
KAM ATA - TENGRİ TEG - MÜZİK HAYVANI / A.K. MÜZİK 
Tolga Ayıklar’ın projesi Kam Ata’nın yıllar önce “İrle ile Kişte” isimli parçasına vurulmuştuk. Genellikle Utku Öğüt ile birlikte parçalar kaydederlerdi. Sonra Tolga “Bu iş böyle olmayacak,” dedi, yaptığı müziğin kökenine bir yolculuğa çıktı. Sevdalısı olduğu müziğin merkezlerine uğraya uğraya ta Moğalistan’a kadar kara yoluyla gitti, zaten memleketteki sayılı bilirkişilerdenken, Orta Asya Türk Müziklerini icra edildikleri yerlerde hatmetti. Bu kişisel hac yolculuğundan sonra da Tengri Teg albümü ortaya çıktı.
 
Albümde Tolga’ya Utku sihirbazının yanı sıra (tüm düzenlemeler ikisine ait ve ortak yapımcılar aynı zamanda) Yaren Eren Budak ve Murat Yakupoğlu eşlik etmişler. Bir parçada da konunun bir başka uzmanı Savaş Çağman konuk. Albümün kapak tasarımı da kafabindüya’dan tanıdığımız Korgün Akgün’e ait, ki uzundur karşımıza çıkan en iyi tasarım. Şamanizmi marka değeri olarak görmüyor ve anlamak istiyorsanız, ayinlerini, deyişlerini kavramak istiyorsanız, Tengri Teg’e kulak verin. Şaman köklerinizle alakanız yok ama farklı bir şeyler dinlemek istiyorsanız, zaten bu albümü dinleyin.

 

YAYIN


Yücel Göktürk’ün Express dergisinden Orhan Koçak ile yaptığı Turgut Uyar söyleşisi kitaplaştırıldı. Turgut Uyar ve Başka Şeyler – A’dan Z’ye Bir Konuşma adıyla yayımlanan kitap, Turgut Uyar’ın yapıtına hasrettiği Bahisleri Yükseltmek kitabının yazarı Koçak’a ters köşe sorularla gelen Göktürk’ün gerilimli sohbeti. İçinden Turgut Uyar, arkadaşları, kumarbazlığı, varoluşçuluğu, simya, siyaset geçen renkli bir konuşma. “Bir neşe yaratacaksam, bu neşe daha önceki durgunluğun maddesinden yapılmış olmalı. Onun mucizevi dönüşümüyle, aslına ihanet etmeden, ama öyle de kalmadan bir şey yapmak.

FİLM


Ken Loach’a 10 yıl aradan sonra 2. Altın Palmiye’sini kazandıran I, Daniel Blake’te, 80 yaşındaki efsane İngiliz yönetmen sosyal devlet yapısının sorunlarına yöneltiyor kamerasını. 59 yaşındaki bir işçinin geçirdiği kalp rahatsızlığı nedeniyle sosyal yardım alma mücadelesini konu alan filmde aslen komedyen olarak tanınan ve ilk defa böyle bir filmde yer alan Dave Johns’un başrolde çok başarılı bir performans gösterdiğini söylemeli. Sözünü sakınmayan güçlü bir drama, ki İngiltere’de yönetim kademesinden de eleştiriler aldı. İşçi Partisi’nin tanınan yüzü Jeremy Corbyn’den ise övgü. Loach’u takip edenlerin yabancı olmadığı tarzıyla da yılın en iyi filmlerinden biri. Bu büyük yönetmenin ne kadar cephanesi kaldı bilmiyoruz ama her filmini kazanç hanesine yazmalı.

DİZİ


Yılın dikkat çekici dizilerini geçtiğimiz 12 ay boyunca bu sayfalarda paylaştık. E Aralık Ocak’ta da çok fazla yeni iş olmayınca kıyıda köşede kalmışlara bakmak gerekiyor. Vice Principals garip mizah anlayışı ve sınırları zorlayan yüksek tonlu oyunculuklarıyla yılın enteresan işlerinden biriydi. Genelde Hollywood komedilerinde yan karakter olarak görmeye alıştığımız Danny McBride’ın başının altından çıkan yapım, bir lisenin müdürü olmak için yarışan iki birbirinden rahatsız tipin maceralarını konu alıyor. Gayet ağzı bozuk ve absürde yakın ilerleyen yapımda Justified’dan ve son zamanlarda Tarantino’nun filmlerinden hatırlayacağınız Walton Goggins de garip bir şekilde komik. Şimdilik 2 sezonluk planlanan yapımın ömrü uzamayacaktır ama kurak zamanlarda bir şans verilebilir. 

ALBÜM


Rolling Stones ilk 45’liğini Haziran 1963’te yayınlamıştı. Son albümünü Aralık 2016’da. Bu veriler herhangi bir Stones albümünü objektif yorumlamayı zorlaştırıyor. Blue and Lonesome grubun Chicago Blues sevgisiyle ve tamamen eski blues cover’larından oluşan yeni albümü. Willie Dixon, Little Walter, Howlin Wolf gibi isimlerin şarkılarını fazla prodüksiyon cilası olmadan kotarıyorlar. “İlk günlerdeki gibi”nin karşılığı. Tabii yaşları elverdiğince. Eric Clapton’ın iki şarkıya gitar katkısı verdiği albümde Mick Jagger’ın armonikası da gayet güçlü. Dedik ya, yorumlaması zor, ama adamlar hâlâ müzik yapabiliyor; bu da yeterince etkileyici. 
2016 Donald Glover’ın senesiydi. Takip edenlerin Community isimli diziden hatırlayacakları oyuncu / yazar / müzisyen, hem yılın en iyi dizilerinden biri olan Atlanta’ya imzasını attı hem de bir süredir müzik yaptığı Childish Gambino adıyla yeni albümünü yayınladı. Her ikisi de büyük başarı kazandı. Awaken, My Love ismini taşıyan çalışma gerek kapağıyla, gerek şarkılarıyla ne kadar “ciddi” tartışma konusu. George Clinton’u hatırlatan deneysel funk ve soul / r&b tatlarda giden albüm Glover’ın önceki, hafif nerd tandanslı rap albümlerinden oldukça farklı ve kesinlikle daha iyi. Ama tabii Glover’ın sahne personası ve vokal tarzı yer yer albümün ciddiye alınmasını zorlaştırıyor. Gene de taze bir sound’a sahip ve ilginç bir deneyim olduğunu itiraf etmeli.
Pete(r) Doherty’i hatırlar mısınız? Milenyumun başlarında tüm rock star klişeleriyle tanınmış, Kate Moss ile ilişkisiyle paparazzi yemi olmuş; The Libertines ile kavuştuğu ünü bağımlılık girdabında eritmişti. Doherty halen müzik yapıyor, hatta sık sık da albüm çıkarıyor. Ama tabii arkasındaki medya çılgınlığı yok olunca bunlardan haberdar olmak da kolay olmuyor. 6 yıl aradan sonra yayınladığı 2. solo albümü olan Hamburg Demonstrations ile Doherty’i belki de ilk defa gerçek şarkı yazma yeteneğiyle görüyoruz. Albümde Bataclan saldırısı ve kendisininkine benzer bir süreçten geçmiş ama kendisini kurtaramamış Amy Winehouse üzerine şarkıların yanı sıra geçmişiyle hesaplaşmasına da tanık oluyoruz. Doherty kendine iyi bakarsa bu olgunluk döneminde ondan daha da harbici müzikler duyabileceğiz gibi geliyor.

Richard Swift’in adı pek duyulmasa da önemli projelerde çalışmış iyi bir müzisyen. Pek sevdiğimiz Damien Jurado’nun albümlerinde prodüktör olarak gördüğümüz Swift’in özgün bir sound’u olduğunu söylemeli. 2010’da gene Jurado ile kotardıkları cover’lar albümü Other People’s Songs Vol. 1 bu yıl tekrar yayınlandı. Biz de bahsini geçirelim istedik. İkilinin bir odada bir 4 kanallı mikser, bir kasete kayıt yapan cihaz ve bir mikrofonla kaydettiği cover’lar Kraftwerk’ten Yes’e, Bill Fay’e oldukça çeşitlilik gösteriyor. Kendin-yap, lo-fi folk’un zafer anlarından biri olduğunu söyleyelim. Richard Swift bu aralar The Black Keys’in turne basçılığıyla meşgul, Damien Jurado için ise derginin baş tarafındaki değerlendirme yazısına uğrayabilirsiniz.