SEVİYORUM...
Semra Uygun
* Yüksek tempolu bir şarkıyı sonuna kadar açıp, en acayip serbest dansları yapmayı.
* Karga sesi duyunca “nevermore” demeyi.
* Filmleri ayrıntılarıyla anlatmayı.
* Gittiğim her yerden kartpostal almayı, şişe toplamayı.
* Türkan Şoray’ın tarzını.
* Depresif hissedecek gibi olduğumda, sonsuz evreni ve doğaüstü varlıkları düşünmeyi.
* Güneş kremi ve rakı kokusunu.
* Bana ilham veren kadınları ve erkekleri.
* Terk edilmiş evleri.
* Issız kıyıları.
* Şatoları, kiliseleri, tapınakları.
* Fısıldayan ormanları.
* Ay’ın her halini.
* Bir gün, 80 günde devriâlem yapabilecek olmayı.
* Şövalyeleri, feylozofları, kedileri, yalnız ve mutsuz bilim insanlarını.
* Değişik otlardan çaylar yapmayı.
* Rakı mezelerinin hepsini.
* Makarna sosu uydurmayı.
* Hazır çorbaları, hazır kahveleri, hazır kıyafetleri.
* Sumatra kaplanlarını, çinçillaları, platypus’ları, sloth’ları ve kedileri.
* Buzlu ve köpüren her şeyi.
* Baharatlı yemekleri ve baharatlı parfümleri.
* Esanslı tütünler içmeyi.
* Gittiğim her ülkede, o ülkenin en popüler birasını denemeyi.
* İçinde rüya, inci, düş geçen duş jeli ve dondurma isimlerini.
* İsa gibi ayaklarımı yıkamayı.
* Biberin her türlüsünü, biberli her şeyi.
* Karameli ve karamelize edilen her şeyi.
* Her şeyin turşusunu ve reçelini.
* Sıcak hamuru, hamurlu tatlıları, tatlıları hamurken yemeyi, hamuru mıncıklamayı.
* İrmik helvasını ve irmik helvasının İngilizce adının semolina olmasını.
* Film izlemeyi ve gezmeyi. Yol filmlerini.
* Nefes alıp vermeyi.
* Sisteme kafa tutanların varlığını.
* Oyuncak bebekleri, oyuncak bebek evlerini, oyuncak bebek ayakkabılarını.
* Doğaçlama dansı ve doğaçlama yoga yapmayı. Bunları yaparken kendimi Orta Çağ cadısı gibi hissetmeyi.
* Televizyonda denk geldiğim filmleri, ortasından izlemeyi.
* B sınıfı korku filmlerini.
* Arada, sebepsiz yere The Addams Family ve Beetlejuice izlemeyi.
* Ağır Roman’ın bütün repliklerini.
* Kesin olmayan şeyleri.
* Eski kitapları, yeni kitapları, üç boyutlu kitapları.
* Kuaförde ve fast food’cuda içilen kahveyi.
* İçki bardaklarını, zarf açacaklarını, çıngırakları.
* Sahaflardan tanımadığım insanların eski fotoğraflarını almayı.
* Sahilden oyuncak parçası ve taş toplamayı.
* Jane Austen romantikliğini, Edgar Allen Poe karamsarlığını, J. K. Rowling hayalperestliğini.
* Shakespeare uyarlaması mafya filmlerini.
* Halloween’i, yılbaşını, doğum günlerini, Oktoberfest’i, film festivallerini, Pazartesileri.
* Boya kalemlerini, en çok da siyah renkte olanlarını.
* Tablolara yeniden isim vermeyi.
* Michael Shannon’ı izlemeyi.
* Meditasyon yaparken uyuyakalmayı.
* Korkunç halk destanlarını ve mitolojik yaratıkları.
* Charlie Chaplin’e hem gülmeyi hem ağlamayı. Komedi oyuncularının dramatik rollere yakışmasını.
* Gittiğim ülkelerde marketleri gezmeyi ve reyonların önünde oyalanmayı.
* Çöp çıkarmayı, çöp ayırmayı, bir şeyleri çöpe atmayı.
* Otel odalarını ve mini barları.
* Blender’ları ve chopstick’leri.
* Ejderhalarcasına sıcak suda duş almayı.
* Müzeler ve mezarlar gibi heykel insanların ve ölü insanların olduğu ortamları.
* Herhangi bir olayı, filmlerdeki sahnelerden örneklerle açıklamayı.
* Keyfine düşkün insanları.