Klişeler İyidir: Marcella


Murat Kızılca

//spoiler içerir//

Klişeler iyidir. 35-40 yaşlarında bir kadın, ana karnından yeni çıkmışçasına doğrulur küvette. Vücudunda ufak tefek çürükler vardır, başındaki yaradan akan kan da cabası. Banyonun duvarlarında da çeşitli izler vardır. Kadın hiçbir şey hatırlamıyormuşçasına etrafına bakar şaşkınlıkla, belki de hatırlamak istemiyordur. Hemen akabinde 12 gün öncesine döneriz ve ilk bölüm böylece başlamış olur. Kadının başına ne geldi? Neden kanlar içinde? Merak duygumuzu sertçe kaşıyan sorular kafamızın içinde dönerken, dizinin iyi bir başlangıç yaptığına kanaat getiririz. En azından ilk bölümü sonuna kadar seyredeceğimiz garanti. Yaşasın klişeler!
 
Her biri yaklaşık 45 dakika süren sekiz bölümden oluşan Marcella, ilk olarak İngiliz ITV kanalında 4 Nisan-17 Mayıs 2016 tarihleri arasında gösterildi. Yönetmenliklerini Charles Martin (3 bölüm), Jonathan Teplitzky (3 bölüm) ve Henrik Georgsson’un (2 bölüm) üstlendiği dizinin senaryosu ise dizi severlerin yakından tanıdığı bir isme ait: Hans Rosenfeldt. İsveçli senaristi Bron / Broen ve Morden i Sandhamn (The Sandhamn Murders) gibi nitelikli dizilerden biliyor, seviyoruz.
 
Klişeler iyidir diyorduk. Çok geçmeden kadının isminin Marcella olduğunu öğreniriz. Diziyle aynı adı taşıması onun öykünün tam merkezinde olacağına da işaret eder. Yavaş yavaş Marcella’nın etrafındaki karakterleri de tanımaya başlarız. Kocası Jason, Gibson ailesinin yönetimindeki DTG inşaat şirketinin hukuk işleri başkanıdır. Ne olduğunu bilmediğimiz bir sebepten dolayı yakın zamanda ayrılmışlardır ve yatılı okulda okuyan iki çocukları vardır. Evinde problem olan başkarakter; yeme de yanında yat. Yaşasın klişeler!
 
Klişeler iyidir. Ailevi nedenlerden dolayı 2005 yılında polis kuvvetlerinden ayrılan Marcella’ya önceden tanımadığı Rav isimli bir dedektif gelir ve meslekten ayrılmadan önce üzerinde çalıştığı son cinayet davası hakkında sorular sorar. Görünen odur ki kurbanının ellerini ve ayaklarını domuz bağı tabir edilen şekilde bağlayıp, kafasına bir poşet geçirdikten sonra poşetin ağzını koli bandıyla boyun bölgesine yapıştırıp, kurbanın havasız kalarak boğulmasına sebebiyet veren seri katil, yeniden harekete geçmiştir. Seri katil, iş yapan polisiye dizilerin vazgeçemediği unsurlardan biridir.Klişeler iyidir. Marcella, yeniden polis kuvvetlerine katılır ve tabii ki seri katil dosyası üzerinde çalışmaya başlar. İnatçı ve burnunun dikine giden bir kişiliğe sahip Marcella, kimi durumlarda amirlerinin sözünü dinlemeyerek tabii ki emirlerin dışına çıkar. Sistemin tam göbeğinde çalışırken, imkânlar elverdiğince dışında kalmayı çalışan başkarakter her zaman iş yapar.
 
Klişeler iyidir. Marcella’nın eski dosyadan yarım kalmış hesaplaşmaları vardır. Aksi söylenmesine karşın bildiğini okumaya devam eder, rutin görevlerini yerine getirirken bir nevi ekipten ayrı bir soruşturma yürütüyor gibidir. Bu arada kocasını takip etmeyi de sürdürür. Bu vesileyle kocasının çalıştığı şirketi yöneten Gibson ailesini de yakından tanımaya başlarız. Karakter sayısı çoğaldıkça, ilgiyi başka yöne çekmek kolaylaşır.
 
Klişeler iyidir. Baş şüpheliler ile ilgili günlük rutinler olabildiğince az olmak kaydıyla izleyiciye koklatılır. Her birinin katil olabileceğine dair ikna edici detaylar özenle izleyicinin gözüne sokulur. “Katil bence bu”, “yok yok o değil galiba bu” gibi tahminler havalarda uçar. Ya katil hiç umulmadık biri çıkar ya da en göz önündeki kişi katildir ama hiç fark etmez, bunların her biri birer klişedir.
 
Klişeler iyidir. Marcella’nın ilginç bir problemi daha olduğunu öğreniriz. Eşyalarını almak için eve uğrayan kocası ile aralarında geçen sevimsiz diyalog esnasında “Seni artık sevmiyorum,” diyen Jason’a tekme tokat saldıran Marcella, ne kadar olduğunu bilmediğimiz bir süre sonra kendini salonda boşluğa bakarken bulur. Hemen kocasını arar ve neler olduğunu sorar. “Az kalsın beni merdivenlerden aşağı yuvarlıyordun” cevabını aldığındaki yüz ifadesi, Marcella’nın kontrolünü kaybettiği anlarda, sinir krizi olarak tabir edebileceğimiz bir kopma anı yaşadığına ve o esnada olan biteni hatırlayamadığına işaret eder. Evdeki problemlerin üzerine bir tutam sıra dışı sağlık sorunu serpiştirmekten daha şık bir klişe olur mu?
 
Böylece ilk bölümün sonuna geliriz. Dizi başladığı ana dönerek döngüyü tamamlar. Açılıştaki sorumuzun cevabını hâlâ öğrenemedik ama ne olabileceğine dair fikir yürütebilmek için yeterli veriye sahibiz. Cevabın ne olduğunu ya da tahminimizin doğru olup olmadığını öğrenmek için ikinci bölümü izlemek zorundayız. Klişeler iyidir demiş miydim?
 
Not: ITV, geçen ayın sonunda dizinin ikinci sezonunun onaylandığını açıkladı. 2017 yılı içerisinde gösterilmesi planlanan dizinin senaristi olarak yine Hans Rosenfeldt görev alacak. Marcella rolünü canlandıran Anna Friel ile anlaşma sağlandığı da verilen bilgiler arasında. mkizilca@gmail.com