Hemingway’in dediği gibi, “Artık Barok devri geride kaldı, üstelik mobilya dekorasyonuyla da uğraşmıyoruz.”


Ezgi Ergenel
Klişe keskin, özsel ve insani bir ifadedir. Birçok insan tarafından kullanılan klişeler zamanla yıpranmaktadır.  Bir taraftan klişelerden kaçamayacağımızın bilincindeyken diğer taraftan klişeleri deşifre etmeye çalışmak, klişelerin diktatörlüğüne karşı sosyolojik bir intikamdır. Klişeler genellikle yazarda özgünlük eksikliği olduğundan okuyucu için de rahatsız edicidir. Klişeyi bir davranma biçimi olarak da görmeliyiz. Sosyal yaşamımızda konuşma, duyma, düşünme ve davranma dünyamızda klişelerin kullanımı güçlü bir şekilde artmaktadır.
 
Sanat ürünlerinin binlerce kopyasının olması, emeksiz, özensiz, dondurulmuş hazır yemeklerin tercih edilmesi, küçük ve samimi işletmelerin boşalıp, yabancı, kalabalık ve samimiyetsiz ortamların dolup taşması, modern hayatın aura'sının azaldığının izleridir. Tersten baktığımızda aslında klişeler de moderniteyi ilerletmektedir.

Diğer taraftan klişelerin, gündelik yaşamda olumlu işlevleri de yok değildir. Klişeler, karşılıklı ilişkilerin hızlı ve akıcı olmasını sağlarlar. Kişinin klişeleri reddederek, özgün bir şekilde düşünüp, konuşması ve yaşaması oldukça yorucudur.
 
2009 yılında kurulmuş, Türkiye’de henüz çok fazla kullanıcısı olmayan, içeriği soru sormanıza ve bunların yanıtlarını bulmanıza yardımcı olan bir sosyal platform olan Quora’da Suchithra Ravi ayrıntılı bir biçimde edebiyattaki klişeleri ele alıyor. Klişelerin adım adım listelendiği Ravi’nin yanıtları, aynı zamanda çeşitli türlerin de özeti niteliğinde:
 
Aşk Kitapları
Tam bir pislik gibi davranan ve kimseyle konuşmayan yakışıklı çocuk bir kıza âşık olur ve sonrasında kız da onun, gelmiş geçmiş en duygusal adam olduğunu keşfeder.
 
Yine buna bağlı olarak kadın kahramanın nefret ettiği ve her dakika didişip durduğu adam onun hayatının aşkı olur.
 
Milyonerler paralarından usanmıştır. Çevrelerindeki insanlardan da. Ayrıca her zaman çok “doğal” ve “dürüst” olduğunu düşündükleri güzel bir kadına âşık olurlar. Zaman zaman da her şeyi bırakıp sakin bir hayat yaşamaya karar verirler (sanki zenginken kendilerine bir ada alıp oraya çekilmeleri mümkün değilmiş gibi!).
 
Aslına bakarsanız, iyi görünümlü ve doğru düzgün her erkek, en yakınındaki sıradan kıza âşık olur (o kız her ne kadar sinir bozucu ve budala olsa ve kırdığı potlarla adamın sosyal görüntüsünü mahvetse de), çünkü kız “dürüsttür” ya da “sahicidir”.
 
Polisiye Kitaplar
Kadın kahramanın en iyi arkadaşı olan ve çok tatlı biri olduğunu düşündüğünüz o iyi adam var ya, o aslında kadını öldürmeye ve dünyayı ele geçirmeye çalışan bir psikopattır. Ama bilin bakalım. Tüm o kötülüğünün gerisinde aslında tek istediği, kadını mutlu etmektir, çünkü ona deliler gibi âşıktır.
 
Öldüren, ortalığı talan eden ve birçok alçakça şey yapan kötü adamın üzücü ve acınası bir geçmişi vardır ve hala annesini özlüyordur.
 
Macera Kitapları
Başkahraman, o alandaki uzmanların bile çözemediği bütün sorunları genel geçer mantıkla ya da ilkokul düzeyindeki temel bilgilerle çözebilir. (Çoğu kez senaryoların Hollywood’a satılmasını sağlayan temel fikir bu!)
Süper kahramanın bütün güçleri, kolayca çalınabilecek küçük bir nesnededir.
 
Bütün savaşlar ve büyük dövüşler bir kavgayla bitmelidir.
 
Korku / Fantastik
Herhangi bir kâhin tarafından yapılan herhangi bir kehanet kesinlikle doğru çıkar.
 
Eğer başkarakter, cesur davranarak emlakçının hayaletli olduğunu söylediği bir evi satın alırsa taşındıktan iki gün sonra bir yerlerde kan lekeleri bulur.
 
Diğer
Altı-sekiz yaş arasındaki çocuklar, yetişkinlerin çözemediği gizemleri çözebilir. Enid Blyton tarzı macera kitaplarından Harry Potter’ın Hogwarts’taki ilk yıllarına ve Narnia’ya kadar her kitapta böyledir bu.


Herhangi bir şeyi tutkuyla seven biri, o şeyde dünyada bir numaradır.
 
Ve bunlar gibi daha birçoğu… Ama en önemlisi, her zaman için dünyada yanlış giden her şeyden sorumlu bir kötü adam vardır. ezgiergenel@gmail.com