Korku Filmlerinin Bıktırmayan Klişeleri
Semra Uygun
1- Şehrin merkezine kilometrelerce uzakta olan, içinde hayaletlerin yaşamasına müsait eski eşyalar, kilitli bodrum ve oval pencereli tavan arası bulunan, genellikle 3 katlı eski evler. Yeni bir başlangıç yapacağım diye metrobüse yürüme mesafesinde ev almak yerine böyle bir eve taşınıyorsan, aile fertlerinin tek tek ölmesine de hazırlıklı olacaksın.2- Bir türlü ölmeyen, her defasında daha da çirkinleşmiş bir şekilde geri gelen kötü adam ya da kadın. Tel tel dökülmesine rağmen ısrarla intikam almaya çalışması ve umut dolu olması takdire şayandır.
3- Oradan oraya, o bedenden öbürüne zıplayan ve filmin devamı çekilsin diye asla tam olarak yok olmayan kötü ruh. Kendisi filmleri birbirine bağlayan bir köprü görevi görür.
4- Mutfaktan, bodrumdan, bahçeden ve üst kattan gelen tuhaf ses. Kahramanımız hiçbir zaman “Aman bana ne” demez, her defasında sesin kaynağını bulmaya çalışır. Haklıdır da. Bir sonraki ses içinde bulunduğu odadan da gelebilir. O yüzden olayı çözmeli, içi rahat etmelidir. Ama evdeki sesin sonu hiçbir zaman hayırlı bitmez. Çünkü o ses asla rüzgâr ya da kedi değildir. Orada kimse var mı diye sorulması da saflıktır. Evdeki ses bam bam!
5- Koridordaki ışıkların anlaşmış gibi tek tek sönmesi ve en sonunda koridorun kapkaranlık olması. Bu çoğunlukla okul ya da hastane koridorudur ve bunun sonunda asla ışıktan tasarruf etmek isteyen cimri bir hademeyle karşılaşmazsınız. Ya bir ecinni çıkar ya da sapık bir katil. Son zamanlarda kahramanlarımız kaçmayı akıl ettikleri için koridorlar boşuna karanlık olmaktadır.
6- Evde aniden açılan televizyon, laptop, aniden ışık saçan çocuk oyuncağı ve bilumum elektriksiz, kumandasız çalışan şey. Biri de demez ki, böyle bir şey oldu ya ben bu aleti atayım ya da bu evden gideyim. Genellikle o an şaşırıp, sonra unuturlar. Gece tüplü televizyondan tıs sesi gelince kaçacak yer arayan bir nesildik oysaki.
7- Banyo yaptıktan sonra aynanın buğusunda korkunç bir şey yazması ya da kahramanımızın arkasında birinin belirmesi, buzdolabındaki harf magnet’lerinin ölüm mesajı verecek şekilde biraraya gelmesi, duvarda kanla yazılmış "Git buradan" ya da "Sıra sende" mesajları. Eğer kötü ruh modernse, ölen kişiden arkadaşlık isteği gelmesi, WhatsApp’tan “sen öldün” yazması. Ama genellikle telefon çekmediği için bu sonuncular çalışmaz.
8- Teen slasher’lardaki ölüm hiyerarşisi: 1. Seksi kız, 2. Seksi kızın takıldığı aptal yakışıklı, 3. Polis memuru, 4. Seksi kıza âşık nerd çocuk, 5. Olayları çözmeye çalışan, akıllı kızın iddiasız arkadaşı, 6. Polis memuru, 7. Akıllı kızı korumaya çalışan sıradan çocuk... Akıllı kız ya da “final girl” hiçbir zaman ölmez.
9- Kanlı olayların mitolojiye, cadılık kitabına, şeytani bir ritüele, akıl hastanesinde yatmış bir kızın geçmişine, köy halkının bir çocuğu yakmasına falan dayandırılması. Kurban her seferinde katile "Bunu neden yapıyorsun?" diye sorar ve hiçbir zaman açıklayıcı bir cevap almaz. Katilim, o yüzden?
10- Araba asla çalışmaz, çığlık asla işe yaramaz, dış kapıdan çıkmak yerine kilitli oda kapısını zorlamak vakit kaybıdır. Pencereden atlamak en iyisidir çünkü nasılsa yüzün gözün çizilmeyecek.
11- Kanla kaplanan su dolu havuzun, yeşil yerine kırmızı olması.
12- Tipi korkunç şeyleri sahnelerin arasına serpiştirerek kolaya kaçmak. Kahkaha atan palyaço bebek, merdivenden inen top, ninni söyleyen müzik kutusu, oyuncak bebek evi, beyaz maske, pis bakışlı küçük kız, zıplayan siyah kedi, korkunç rüya, ıssız orman, sıvı içindeki cenin, aynaların hepsi.
13- Vampiler, cadılar, kurt adamlar, mumyalar, zombiler ve onlarla ilgili her klişe. semra_uygun@yahoo.com