Kötü At


Emre Eryılmaz
Kötü çocuk “kitsch”, Mona Lisa’nın “Ağla ya da gül, amma velakin asil görgün aksın” duruşuna, aralık altı yaşayanların cevabıdır. “Kanda asillik yok ve ihtimalde görünmüyor, didinen orta ve altı eğilimlerle yaşayanız biz.”
 
Çok düşünmeye gelmez didinme yaşantısı içinde; hüznü ön safhaya koyarak, kendini saldırgan savunmayla irdelenmeye kapatır. Aynı zamanda; hüznün cazibe etkisiyle kendisine taraftar toplamakta hiç sıkıntı çekmez. Yan gözle bile yakalansanız, kendinizde ona aitlik hissi oluşturmakta zorluk çekmez. Sınıfsal ayrımı yoktur ve insan sürüleri, onun rahatlatıcı egemenliğinde hareket etmekte zorlanmaz.
 
Fakir ve hakir toplulukların bir nevi Pandora atıdır. Atı içeri kabul etmek; Truva’nın coşkusunda, şaşkınca sarhoşluk hissine ulaştırır. Truvalılar gibi elini kolunu nereye koyacağını bilmez halde ve anlamakta, anlamlandırmakta iki arada bir derede kalır.
 
Coşku etkinliği; savaşım sırasında, Truva’yı savunmak için hiç etkenlik göstermemiş olsa dahi kişiyi içine alır. Savaşçıları kutlar, kadeh kaldırır, gözyaşı döker. “Evet,” der, “evet, işte bu… Bu, beni kabullenen tribün coşkusu… Asker selamı, gururlanmak ölenlere rağmen, görev yapılmalı, saygı göstermeli rakipler, rutinde yaşanılmalı, rutinde yaşatılmalı. İçindeyim artık, aidiyetim sizindir, gelecek parıldamakta artık.”
 
Havsalanın yüzeyine hitabı, medeniyetin bunaltılarını örtbas ediverir. Hay huy zamanı içerisinde, kötü çocuğumuz, insana lazım olan, kendine dönük doğrulanmayı sağlar. Bu doğrulanma, her gece uykuya dalmadan önce yeni sebep bulmayı gerektirmemesine rağmen tekrarı gerektirir ve rutinle sabahı karşılar.
 
Tabi ki rutininin üstesinden gelebilmenin herhangi bir düşünsel yapıda tam mümkün olmadığı kanaatinde olunabilinir. Ama konumuz tüm yapılar değil ve kötü çocuğumuz bu konuda kendini satmayı becermekte.
 
Şöyle bir avuntu cümlesi oluşturur “Benim gibi olmasın, bizim çektiklerimizi çekmesin.” Rutin artık katlanılır ve egemen yönetim sistemi havucu tutar. Savaşmaktadır, çalışmaktadır. Kendisi şu an değilse bile; devamı olarak çocuklar ondan daha iyi olacaklardır ve huzuru hak etmediğini kimse söyleyemez. Gerisi yavandır.
 
Ve satmaya devam eder ikinci cümlesiyle kendisini, “Çamaşır makinemiz var”. Gelişmişliğin, gelişmenin şahitliği cümleyle ispatlıdır ve didinmeye devam edilir.
 
Rutin katlanılır durumdadır, kanıksamakta bir beis yoktur artık. Yığınlarca insan gibi orta altı yaşamsallık sürme, herkes gibi olma derdi örtülmüştür.
 
Ömür ya Truva’nın sarhoşluğunda karanlık içinde biter birey için, ya da rutin; atın sakladıklarıyla sabaha karşı bozulur.
 
Böğründe kılıç hissiyle uyanır ve yalnızlığına bozulursun. Eksiklik hissiyatı nedensiz gibi görünür ve kurgulamadığın ömrünü, bir hayalete emanet etmişlikten kaygılanır haldesindir.
 
Kafatasının duvarında asılı kalan; yanağından süzülen tek damlalı, gözü yaşlı çocuk resmine bakarken “Bunun modası geçmemiş miydi?” diye sorarsın.
 
Yığınlara katılarak ezbere geçiş ile direncini oluşturmak arasında bir an kötü çocuk dürter.
 
Net olan bir durumdur ki; hayat toplu bir sanat şölenidir. Sanatın sunduğunu algılama; aktif bilinçtir.
 
Kalın sağlıcakla. sefahat@hotmail.com