Kız Kardeşlerime
Özge Ç. Denizci
Merhaba kız kardeşim,Sana karşı suçluyum.
Belki katilinden bile daha çok...
Sustuğum için suçluyum.
Sesimi çıkarmak istediğimde beni susturmalarına izin verdiğim için suçluyum. Değil ki bu ülkenin belki de dünyanın en anlayışlı anne babasına sahip olamama karşın mahalledeki benden yaşça büyük çocukların beni zorla ellemelerini anneme anlatmadığım, bunun yerine kendimi eve kapattığım için suçluyum.
İlkokul sıralarındayken özel ders aldığım öğretmen müsveddesinin masa altından bacaklarımın arasına elini sokup orama ulaşmaya çalıştığını bağırıp, o an orada bulunanlara duyurmadığım için suçluyum. Üstelik kızı benimle birlikte aynı masaya oturan yaşıtım, sınıf arkadaşım... Benden büyük iki kızı daha vardı.
Aile dostumuzun oğlu “ağabey” dediğim adam beni her fırsatta sıkıştırırken çığlığı basmadığım için suçluyum.
Henüz onlu yaşlarıma bile gelmemişken, 70’ine merdiven dayamış adamın otobüste bana dayamasını anlamlandıramadığım için suçluyum.
Henüz kadınlığımı keşfetmemişken, sırf beni terk etmesin diye sevişmeye çalıştığım, bir türlü nasıl yapacağını bilemediğim / beceremediğim, ancak onunsa beni rahatlıkla becerdiği, fütursuzca içime giren, “canım yanıyor” dememe, direnç göstermeme rağmen durmak bilmeyen o zamanki erkek arkadaşıma karşı hukuki mücadele vermediğim için suçluyum.
Lisedeki erkek öğretmenlerimin tacizlerine sessiz kalıp, beni ellemelerine ve / veya aşağılamalarına sessiz kaldığım için suçluyum.
Otobüste yan sıradaki koltukta oturan sakat adamın spermlerini oraya buraya saçtığını görmeme rağmen salt sakat diye şikâyetçi olmayıp, ne yapacağımı şaşırdığım için suçluyum.
Tek başıma ilk defa deniz aşırı yol gidip bir sahilde sessizce güneşlenip kitabımı okurken biraz ilerimde duran adamın şeyini ellediğini gördüğümde sadece oradan ağlayarak uzaklaşmakla yetindiğim için suçluyum.
Üniversite yıllarında beni teselli etmek için omzunu verdiğini söyleyen oysa sadece memelerimi mıncıklamaktan başka bir şey düşünmeyen abilere sessiz kaldığım için suçluyum.
Rahat tavırlar içinde olduğumu diline pelesenk eden bir başka erkek arkadaşımın sözlü aşağılamalarına boyun eğdiğim, aynı erkek arkadaşımın benimle zorla cinsel ilişkiye girmesine “dur” demekte geciktiğim için suçluyum.
Vapurda seyahat ederken beni taciz eden adamı savcılığa kadar götürüp, mahkemede hâkimin babacan tavrıyla "Gel affet," demesine tongaya düştüğüm ve şikâyetimi geri aldığım için suçluyum.
Gece işimden evime dönerken herifin biri yaşadığım apartmana kadar girme cüretini gösterdiğinde çığlığı basarak onu kaçırtmak yerine polise teslim edemediğim için suçluyum. Yaşadığım bunca şeyin sonucu olarak kliniğe yatırılacak hale gelmişken, ne yapmam gerektiğini sormak için gittiğim psikiyatrımla yaptığımız terapilerin 3. seansının akabinde beni zorla öpmeye çalışmasına metodolojik bir kulp uydurmasını anlaşılır bulduğum için suçluyum.
Kişisel gelişimi manifesto etmiş yaşam koçumda derman aramaya çalışırken adamın yüzüme değil de memelerime bakıp, benim değil de sadece libidomun gelişmesiyle ilgilenir bir halde "Yaydığın enerji çok seksi," demesinin altında yatanın ne olduğunu anlamam geciktiği için suçluyum.
Ne mini etek giydiğim, ne delidolu olduğum, ne yaşamayı bildiğim, ne oturuşuma dikkat etmediğim, ne erkeklere güvendiğim, ne de rahat olduğum için suçluyum.
Sadece yaşadığım bütün tacizlere sessiz kaldığım için suçluyum.
Sevgili kız kardeşim,
Sana kendimle ilgili pişmanlıklarımı yazdım. Bundan sonra öyle sanıyorum ki hiç susmayacağım.
Çünkü belki de senin katilin benim tacizcilerimden biriydi...
Kim bilir?
Senin tacizcin benim katilim olabilirdi ve sen de aynısını düşünürdün bir an için bile olsa.
Ben affettiğim için suçluyum, sen sakın beni affetme.
Kız kardeşin... ozgedenizci@gmail.com