KONTRAST


Okan Aydın

FAVORİ


Johnny Marr / Playland / Sire
Britpop’un ikonik grubu The Smiths’in gitaristi olarak Johnny Marr, sonraki kariyerinde farklı projelerde (The Cribs, Modest Mouse gibi) minik roller üstlense de, kendine hiçbir zaman ekip arkadaşı
Morrissey kadar net bir kulvar ve yön belirlemedi. Düşünün ki kendi adını taşıyan ilk albümü 2013 çıkışlı The Messenger! Uzunca bir bekleyiş sonrası attığı bu adım Marr’ı memnun etmiş olacak ki, daha bir yıl geçmeden bu defa da Playland’i yayınladı. Playland buram buram İngiltere kokan haliyle ilk dinlemede mütevazı bir şekilde, hafiften kafa sallatarak akıp gidiyor. Arada tempo artıran ritmik
melodiler, Marr’ın nitelikli gitar riff’leri ve hafif Bernard Sumner referanslı vokaller Playland’e geçer not vermemizi sağlıyor. Öte yandan Marr’ın bu biraz çekingen, kendini fazla deşifre etmeyen
hali Playland’i müzikal belleğimizde ayrıcalıklı ve yüksekçe bir rafa koymamızı engelliyor. Kulağımıza devamlı çalınan “şunu andırıyor”, “buna benziyor” hezeyanları, Marr’ın bir zamanlar 1 km.
uzaktan ruhumuzu delip geçen birkaç notasının yarattığı etkiyle kıyaslandığında iç burkmuyor değil. Bizden söylemesi!

PLASE


Erlend Øye/ Legao / Bubbles
Norveç çıkışlı indie folk/pop ikilisi Kings Of Convenience’ın yarısı olan Erlend Øye, uzunca bir aradan sonra (ilki 2002 yılında yayımlanmıştı) solo kariyerindeki ikinci adımla karşımızda. Legao, baştan sona bir çırpıda keyifle dinlenen, KOC parçalarından ziyadesiyle aşina olduğumuz sımsıcak tınılarla ve iç huzuru yayan gitar, piyano ve synth melodileri ile dopdolu bir albüm. Elbette bunda Erlend’in yumuşak ve dokunaklı vokalinin de etkisi büyük. Öte yandan halihazırda KOC varken ona çokça benzeyen bir albüme solo olarak imza atmak ne kadar gerekliydi bu tartışılabilir. Birkaç parçada karşımıza çıkan reggae altyapıları ve Karayip esintileri albümü özellikle içinde bulunduğumuz sonbahar aylarında, elde sıcak kahve ile cam kenarında kitap okurken dinlenesi bir çalışma haline getiriyor. Legao bu haliyle Erlend Øye’nin de bir üyesi olduğu ve geçtiğimiz aylarda dağıldığını açıklayan Whitest Boy Alive ile KOC’un dengeli bir bileşimi sayılabilir. Ama bu bileşimden ekstra
lezzetler yaratan bir sinerjiden çok, hoşça vakit geçirtmeyi hakkıyla beceren orta halli bir albüm çıkması biraz da üzücü.

SÜRPRİZ


Scott Walker + Sunn O))) / Soused / 4 AD
Bir tarafta Walkers Brothers üyesi olarak ‘60’ların ses getiren pop yıldızlarından, solo kariyerinin özellikle ilk dönemiyle mühim ozan şarkıcı abilerden ve son dönem (2012 çıkışlı gizemli Bish
Bosch
) işleriyle de gizemli bir şahsiyet olarak deneysel havzalarda gezinen bir vokalist; Scott Walker. Öte yanda Amerika çıkışlı doom / drone metal / dark ambient projesi Sunn O))), yani Greg Anderson ve Stephen O’Malley. Tez elden söyleyelim ki bu harbici ekibin ortaklaşa giriştikleri Soused projesi tam anlamıyla arşivlik bir çalışma. Walker’ın operamsı, havada kayıp giden, esnek ve hafif iç gıcıklayıcı vokaliyle; Anderson ve O’Malley’nin karanlık, biraz distopik ve her daim rahatsız edici gitarlarının eşliğinde perdelenen oyun adeta 1+1=3 formülünün müzikal yansıması. Soused’un başarısı birbirinden bu denli farklı iki tarzın, müzikal coğrafyanın uzak bölgelerinde konuşlanmış iki ayrı noktanın etkileyici derecede estetik ve yenilikçi bir dille buluşabilmesinde yatıyor. Bize de albümü hatmettikten sonra adeta suyundan biraz daha alabilir miyim nazikliğinde, biraz daha Walker, biraz daha Sunn O))) alabilir miyim demek kalıyor. Bravo!


Kontra Plak Adres: Tomtom Mah. Yeni Çarşı Cad. 60/A 34433 Beyoğlu, İstanbul www.kontrarecords.com
okan@kontrarecords.com