CAN’siz Olmaz


Can Hankendi
Döneminin tanınmış bestecilerinden, kemanist Felice Radicati, Beethoven’a henüz yeni tamamladığı son dönem yaylı dörtlülerininde ne anlatmak istediğini sorar. Beethoven hiç istifini bozmadan, “Onlar senin için değil, gelecek dönemler için,” diye cevap verir. Müzikte kalıcı izler bırakabilmek, günün şartlarıyla örtüşebilmekten ziyade çarpışabilmekten geçer kanımca. 20. yüzyılın sonlarına doğru bu cesareti gösterebilen müzisyenlere, müzik insanlarına rastlamak oldukça güçleşti demek yanlış olmaz. Geride bıraktığımız yüzyıl için bu anlamda en önemli müzik insanı şüphesiz ki Arnold Schoenberg’dir. Yüzyıllardır yerleşmiş olan tonal armoni anlayışını eğip büken Schoenberg, hem birçok müzik teorisyenine hem de icracıya sınırları olmayan bir oyun alanı bırakmıştır. Bu eşsiz oyun alanının hiçbir zaman popüler kültür düzlemiyle örtüşmeyişini Theodor Adorno şöyle açıklar: “Ciddi müziğin popüler müzikle olan ilişkisine dair bir yargıya ancak popüler müziğin temel özelliğine bakarak ulaşabilir: Standartlaştırma.” [1]. Adorno’nun “ciddi müzik” kavramı tartışmaya açık olmakla birlikte, popüler müziğin bir standardizasyon sürecinden ibaret olduğuna katılmamak mümkün değil. Bu standartlaşmanın dışına çıkan ve kaderleri genellikle çok parlak olmayan müzikal oluşumların arasından sıyrılan Alman topluluk CAN, günümüz müziğine etkileri hâlâ devam eden ender topluluklardan biri olarak 21. yüzyılda da hatırlanmaya devam ediyor.
 
Schoenberg’den aldığı mirası elektronik müzik arenasına taşıyan Karlheinz Stockhausen’ın iki öğrencisi Irmin Schmidt ve Holger Czukay liderliğinde kurulan CAN, avangard öğeleri birçok farklı müzik türüyle harmanlayarak kendilerine özgü bir saykedelik ufuk yaratırlar. 1968 yılında kurulan topluluğun kaçınılmaz olarak ilk ilham kaynaklarından biri New York’lu deneysel topluluk The Velvet Underground olur. Topluluğun ilk yılları, yaptıkları kayıtları yayınlayacak bir kayıt şirketi bulma çabasıyla geçse de, 1971 yılında çıkardıkları albüm Tago Mago, CAN’i unutulmaz deneysel / avantgard topluklarından biri yapmaya yeter de artar.

Bir sanat koleksiyoncusunun sahibi olduğu Köln yakınlarındaki bir tarihi şatoda (!) 3 ay içinde kaydedilen album, hem kayıt sürecinde hem de prodüksiyon sürecinde deneyselliğin tüm nimetlerini gözler önüne süren en önemli yapıtaşlarından biri dersek yanılmış olmayız. Topluluğun deneyselliğinin kayıtlara yansımasındaki en etken isim şüphesiz topluluğun basçısı Holger Czukay’dır. Czukay, kayıt aralarındaki “jam session”ları gizlice kaydeder ve bu deneysel kayıtların albümde yer almalarına imkân verir. Böylece Czukay, Tago Mago’nun devrimselliğinin en önemli mimarı olur. Tago Mago, dönemin alışılagelmiş tüm şarkı formlarından uzak durarak, neredeyse tamamen topluluk elemanlarının kolektif emprovizasyonlarından oluşur. Bu emprovizasyonları düzenleme ve albüm haline getirme işi ise Czukay’a kalır. Czukay’ın yanı sıra, Tago Mago’daki en kritik isim topluluğun davulcusu Jaki Liebezeit’tir. Zira albüm kayıtları sırasındaki emprovizasyonların tek çıkış noktası Liebezeit’in hiçbir türe sığdırılayamacak kadar özgür ve özgün ritmleridir (bkz. “Mushroom”). Japon sokak sanatçısı Damo Suziki’nin, Czukay’ın deyimiyle “Münih sokaklarında dua edercesine” yaptığı vokaller ise Tago Mago’nun saykadelik atmosferini inşaa eder.
 
Albümün 40. yılı şerefine yayınlanan yeni baskısında, 1972 yılındaki canlı performansları da dinleme imkânı buluyoruz. Brian Eno’un dediği gibi, deneysel müzik ortaya çıkan sonuçtan ziyade bir sürecin ifadesidir [2]. Bu tanımdan yola çıkarsak, deneysel toplulukların canlı performansları çok daha ayrı bir önem kazanıyor. Bu albümle birlikte topluluğun stüdyo hormonlarından arınmış organik müziğini 40 yıl sonra da olsa dinleme şansı buluyoruz.
 
NEU!, Public Image Limited, Joy Division, The Stone Roses, David Bowie, Talking Heads, Flaming Lips ve Radiohead gibi kilometre taşları, CAN’in devrimsel müzik anlayışından etkilenmiş topluluklardan sadece bazıları. 21. yüzyılın henüz başlarındayken CAN’i yeniden hatırlatmak belki de bu yüzyılın kilometre taşları olacak topluluklara sunulabilecek en güzel hediye. 
 

[1] Studies in Philosophy and Social Science, New York: Institute of Social Research, 1941, IX, 17-48.
[2] Experimental Music: Cage and Beyond, Michael Nyman, Cambridge University Press.

hankendi@gmail.com