Festivallerimize Ne Oldu?


Tayfun Polat

Memleketin medar-ı iftiharı iki festivalimiz, Rock’n Coke ve Radar Live bu sene yok. Doğal olarak merakımızı celbeden bu durumu tarafların muhataplarına sorduk. RNC ekibinden Ayşegül Turfan, Dilek Aydın, Tolga Dizmen ve Elif Key, Radar Live adına ise proje koordinatörlerinden Ali Şahinbaş yanıtladılar sorularımızı.

 

  1. Bu yıl festivalinizin gerçekleşmeme nedeni nedir? Tamamen son mu verdiniz yoksa gelecek yıllarda aynı isimlerle organizasyonlar bekleyebilir miyiz? Türkiye’de bir festivalin uzun soluklu olamama nedenleri hakkında neler söyleyebilirsiniz.

  2. Zamanında getirmek istediğiniz isimlerin gelmeme nedenleri nedir? Ne gerekçeler sunuyorlardı? Sanatçıların artık en önemli kazanç kapısı konserler oldu. Bunun etkisi ne kadar? Maddi veya zamanlama açısından?

  3. Türkiye’de bu işlerden kâr etmek mümkün mü?

  4. 2010’da kültür başkenti olacak bir İstanbul’da bu tarz etkinliklere sizce devletin de katkısı olmalı mı? (Yoksa işler karışır mı?)

  5. Bu geçen dönemde dinleyici profiliyle ilgili gözlemleriniz nelerdir? Avrupa ile arada nasıl farklardan sözedilebilir?

Rock’n Coke

  1. Bugüne kadar Rock’n Coke festivalinde yenilikçi bir yaklaşım izleyerek, çıtayı hep yükseltmeyi hedefledik. 2008’de çıta 2007’dekinden daha yukarıda olmalıydı. Ancak, bu yıl, hedeflediğimiz uluslararası sanatçıların bölgemiz coğrafyasında turne programlarının olmayışı, olanların festival takvimimize uymaması sonucunda herkes için çok zor olan bu kararı almak zorunda kaldık. Rock’n Coke için önümüzdeki yılın çalışmalarına şimdiden başladık. 

  2. Amacımız festivali 2009’da çıtayı daha da yükselterek gerçekleştirmek. Rock’n Coke bizim için çok önemli, arkasında beş yıllık emeğimiz var. Rock’n Coke ile bir festival kültürü yarattık. Rock’n Coke’u beklentileri karşılayacak şekilde devam ettirmek tüm ekibin en büyük arzusu. Türkiye’de uzun soluklu olarak devam eden birçok festival var. Örneğin 2008 yılında Efes Pilsen One Love Festival’ın 7.si, Akbank Caz Festivali’nin 18.si ve Efes Pilsen Blues Festivali’n

  3. in 19.su düzenlenecek. Bu rakamlar, Türkiye’de uzun soluklu festivaller de organize edilebileceğinin iyi bir göstergesi.

  4. Görüştüğümüz sanatçılar, turne program

  5. larının olmayışı ya da olanların festival takvimine uymayışı nedeniyle festivalimize katılamadılar. Rock’n Coke Festivali’ne uluslararası festivaller için ayrılan bütçeler doğrultusunda kaynak ayrılıyor. Sanatçı görüşmelerinde öncelikle dikkat edilen unsurlar, sanatçının Rock’n Coke müzikal çizgisi ile örtüşmesi, festival tarihleri ile sanatçı programlarının uygunluğu ve turnede olup olmamaları.

  6. Türkiye’de bu işlerden kâr etmek mümkün mü? 

       4. Tabii ki her organizasyonda her etkinlikte böyle bir katkı olmalı. Kültür Bakanlığı ya da ilgili diğer kuruluşlardan gelecek her türlü destek organizatörlere maddi ve manevi kolaylık                 sağlayacaktır.

  1. Festival sayısının artmasıyla dinleyici profilinde de olumlu yönde bir değişiklik gözlemliyoruz. Ne istediğini bilen, etkinlikler arasında önceliklerini belirleyip seçimler yapan bir kitleyle karşı karşıyayız. Organizasyon sayılarının artması, yabancı sanatçıların daha çok Türkiye’yi tercih etmesi ve önemli sanatçıları dinleyicilerle buluşturan festivallerin de katkısıyla, farklı tür müzikler arasında ayrım yapma olanağına sahip ve kaliteli müzik konusunda deneyimleri sayesinde git gide daha fazla bilgi sahibi olan bu kitle, artık Avrupa standartlarından farksız bir profile sahip.

Radar Live

1. Dünya standartlarında ve sadece iyi müzik amaçlı bir festival yapmak üzere çıkmış olduğumuz yolda böylesine geniş çapta bir organizasyonu mümkün kılabilecek ana sponsor desteğinden mahrum kalmamız, organizasyon şirketlerinin sanatçı yakalama çabası ile fiyatların katlanarak bilet karşılığı olamayacak rakamlara ulaşması sonucunda, Türkiye ekonomisinin de çalkantılı olduğu bir dönemde bu kararı almak zorunda olmanın büyük üzüntüsü içerisindeyiz. Tamamen son vermedik şimdilik sadece bu yıl yapmama kararı aldık. Bize inanan ve bizle ortak olacak güçlü bir ana sponsor ile tekrar düzenlemeyi planlıyoruz.

Türkiye’de eğlence sektörünün gelişmesi ile birlikte markaların bu tarz etkinliklere yatırımları artmış olsa da yine de Türkiye’de dünya standartları çapında bağımsız bir festival düzenlemek oldukça zorlaştı. Sektörebaktığımız zaman eğlenceye yatırım yapan markalar ya kendi marka etkinliklerini yapmakta ya da kendi sahiplendiği ve organizatör ile beraberkurguladığı etkinlikleri sponsorluk olarak nitelendirmekte. Bağımsız bir etkinliğin parçası olmak ve bu etkinliklere hak ettiği bütçeleri harcamak ne yazık ki istemiyorlar. Bu da sektörde bağımsız, sadece iyi müzik amaçlı bir uygulama yapılmasını zorlaştırıyor.

2. En büyük neden Türkiye’nin lojistik konumu. Sanatçılar çevre ülkelere turneye gelmedikleri sürece Türkiye’ye gelmeyi düşünmüyorlar. Genellikle Doğu Avrupa’da turneye geliyor olmalı ki Türkiye’ye de geçiş sağlayabilsin. Tır, gümrük, ulaşım derken Türkiye’de iki gün kaybediyorlar. Özellikle yazın Avrupa’nın dört bir yanında festivaller olmasından ve bizlerin de hafta sonları gelmelerini tercih etmemiz nedeniyle Türkiye’ye gelmektense Avrupa’da kalıp yan ülkeye geçmeyi tercih ediyorlar. Sanatçıların kazanç kapısının konserler olması ücretlerinin artmasına ama aynı zamanda da birçok ülke ve şehri turne programına almasına neden oluyor. Yukarıda bahsettiğim gibi lojistik zorluklar yüzünden de istenilen tarihe istenilen sanatçıyı getirmek zorlaşıyor. Mutlaka getirmek isterseniz de normal ücretinin iki-üç katını talep ediyor gruplar. Grubun ücreti, ajans komisyonları, vergiler derken zaten Euro ile satın aldığınızı burada YTL ile satmaya başlıyorsunuz ve genelde burada kesilen bilet maalesef kimsenin karnını doyurmuyor.

 

3. Hedefiniz sadece para kazanmak ise garanti sanatçılar ile ilerlemek kâr etme şansınızı biraz olsun arttırıyor. Fakat arzın çok, talebin az, Türkiye’de eğlenceye ayrılan kişi başı harcamanın da aylık ortalama 10 YTL’lerde dolaşması işleri zorlaştırıyor. İstanbul iki yıldır yıldızlar geçidi gibi gözükse de organizatörler konser ve festivalleri hep aynı 10 - 20.000 kişiye yapıyorlar. Seçenek çoğaldıkça da kâr etmek giderek zorlaşıyor.

Organizasyon şirketleri olarak, eğlence pazarını beraber yönlendirmek amacıyla ulaştığımız kitleye ve müzikseverlere saygılı olmalı ve onların beklentilerine cevap vermeliyiz diye düşünüyorum. Tabii ki pek çok popüler isim de Türkiye’ye getirilmeli ama tek amaç bu olmamalı. Sonuçta dünyada Türk müzikseverlerine ulaştırmamız gereken yüzlerce, binlerce değerli grup var. Festival konusunun önemli bir müzik birikimine ve kültürüne ihtiyacı oldugunu düşünüyoruz. Radar Live ekibi olarak sanatçıları seçerken sadece isimlerine değil, mutlaka çok iyi sahne performanslarına sahip olmalarına dikkat ediyoruz. Bizim için müzikseverlerin konserler sonrası mutlu ayrılmaları başarının birincil kriteridir.

Sadece kâr amaçlı düzenlenen festivallerin ruhu ve müzik bilgisi olmadığını ve bu süreçte kârlı olsalar bile müzikal anlamda çok da anlamlı olmayacaklarına inanıyoruz.

4. Devletin bu tarz kültür sanat uygulamalarına kesinlikle destek olması gerekirken bilet gelirinin yaklaşık % 33’ünün vergiye gitmesi pazarın büyümesinde olumsuz rol kesinlikle oynuyor. Bu konuda aslında bazı eşitsizlikler söz konusu. Eğer kültür sanat hayatına katkıda bulunan organizasyonlar için bir takım avantajlar piyasada zaten var ise bunlardan her organizatör faydalanabilmeli. Maalesef halihazırdaki uygulamalar haksız rekabet oluşturmaya müsait bir ortam oluşturuyor.

Radar Live’a aralarında Meksika, Amerika, İngiltere, Almanya, Rusya, Yunanistan, İsrail gibi ülkelerin bulunduğu farklı coğrafyalardan bir çok müziksever katıldı. Sadece bu sebepten 2007’de İstanbul Büyük Şehir Belediyesi ile de görüştük ve maalesef hiç bir destek alamadik. F1 gibi degerlendirilmesi gereken bu proje aslında Türkiye’nin tanıtımı adına önemli bir firsattı. Dünyada festival turizmi diye bir gerçek varken devletin bu konuya yaklaşımı çok önemli. Dünyaya baktığımız zaman tüm başarılı ve isim olmuş festivallerin çoğu bağımsız ve bir çok büyük marka ile devletin ciddi desteği ile gerçekleşiyor.

5. Festival konser sayısı gittikçe artsa da müzikseverlerin alım gücü kısıtlı. Etkinlik sayısı ile katılımcı sayısı birebir artış göstermese de yavaş yavaş katılımcılar kendi bütçelerini bu doğrultuda ayarlamaya başladılar. Etkinlik sayısına bakmaksızın bu noktada kitlenin almak istediğini bilmek ve takip etmek önemli rol oynuyor. Aynı zamanda katılımcılar organizasyonu kimin yaptığı konusunda da çok dikkatliler. Daha önce yaptığınız organizasyonlar ve hedef kitleniz üzerinde bıraktığınız etki katılımı önemli ölçüde etkiliyor.

Bunun yanısıra doğru ve sürekli iletişim sağlayabileceğiniz ortaklıklar kurmak da kendi hedef kitlenizi yakalamanıza ve katılımı artırmaya yarayan etkenlerden.

Avrupada festival biletleri satışa çıktığının birinci haftasında tükenirken bizler çok farklı promosyonlar yaparak müzikseverlerin bilet almasını sağlamaya çalışıyoruz. Tüketicilerin “hep bir yerden davetiye gelir” veya “bulurum” mentalitesi piyasayı çok etkiliyor. Tüm sanatçılar ayağımıza gelsinler istiyoruz belki ama onları izlemek için asla para vermek istemiyoruz.

tayfunpolat@hotmail.com