ORADAYDIK


kargamecmua
19 ocak 2008, Agos gazetesinin önü, Hafriyat ve İnönü Stadı (ya da aslında “Don’t Complain”)
 
Agos’un önünde Şişli Belediyesi’nin bir propaganda minibüsü duruyor. Üstünde belediyenin hizmetlerini öven şık şıkıdım bir slogan yazıyor. Bu minibüsün tepesinden, kısa anma programının akışına dair anonslar yapılıyor, arada biri duduk çalıyor. Bazı gruplar, bıkkınlık veren bir biçimde slogan atıyor. Aynı ritm, aynı jestler, aynı sözler. Gün gibi açık: İnanç yok sesinizde. Çünkü hiçbir yaratıcılık, dinamizm, değişim yok. Özü doğru da olsa, ses olup ağzınızdan çıkan söz, Hrant’ın hakikat anlatıcılığının kıyısına bile yaklaşamıyor.
 
Bu hantallığınız yüzünden katiller hesap vermemekte bu denli cesur olabiliyor. Üniformalı ve üniformasız devletlilerin ihmale bunca meyilli oluşlarında hatrı sayılır bir payınız var. Mitingden mitinge yaptığınız reklamlar, karşı durduğunuz sistemin ürettiği reklamlar kadar kuru ve yapay. Sarsacak, dönüştürecek, değiştirecek, hele ki devirecek bir şey yapmıyorsunuz. Diğer tarafta, Hrant Dink’in arkadaşlarına adına konuşan Oral Çalışlar, maalesef yine, Hrant’ın hakikat anlatıcılığına pek yaklaşamıyor.
Sözün hasını söylemek, akılda ve yürekte bir titreşim yeşertmek, tıpkı bir yıl önce olduğu gibi, en acılı insana, Rakel Dink’e düşüyor. Sonra kalabalık dağılıyor. Yine Taksim’den geçip Karaköy’e iniyoruz. “19 Ocak Kolektifi”, Hafriyat’ın mekanında “Münferit” sergisini açıyor. Dört duvarda, Türkiye’nin siyasi cinayetlerinden kapkara bir yekün, incecik bağlarla birbirine bağlanıyor.Dört duvarın ortasında konuşlanmış, benim de dahil olduğum tanıdık bir insan güruhu, selamlaşıyor, gülüyor, konuşuyoruz. Yakınlarda, gitmezden önce, Hüseyin Alptekin’in Vasıf Kortun’la konuşurken söylediği gibi, “kendi içinde ensest hale gelmiş entelektüel ve mutlu azınlık” gibi duran bizler... yani bu sergi açılışının kalabalığı, Hrant’ın hakikat anlatıcılığına tam yaklaşamıyor.
 
İnönü Stadı’nın yolunu tutuyoruz, Çarşı, kendi dahil her şeye karşı ama, “bir yıl önce tam da bugün”e tek bir gönderme yapmıyor, iki santim pankart açmıyor.
 
Oralardaydık, gördük: Bugün hakikat adına pek de bir şey şey olmuyor.
 
Burak Şuşut
 
9 Ocak 2008, Babylon – “Roll ve Bant Sunar: Eyvallah 2007 – Geçen Yıl Neler Dinlediğinizi Biliyoruz”
 
Babylon dolu. İnsanlar dansediyor. Herkesin keyfi yetinde. Bira 5 lira. Sağda solda bir sürü tanıdıkla selamlaşıp öpüşerek bir yer buluyoruz dikilecek. Roll’dan Hilmiz Tezgör, Cem Sorguç, Derya Bengi; Bant’dan J. Hakan Dedeoğlu, Aylin Güngör ve Ekin Sanaç geçen yıl dinlediğimiz şeyleri çalacaklar. Hilmi ve Cem’i dinleyip kalabalığa ve ayakta durmaya dayanamayarak uzamaya çalışıyoruz. Keyifler yerinde ama Bantçılardan kimseyi ve Derya’yı dinleyememize rağmen çıkıyoruz. Bunun üç sebebi olabilir diye geçiyor aklımızdan; ya ayakta duramayacak kadar yaşlandık, ya artık çocuk yapmamız lazım ya da biz de biliyoruz geçen yıl ne dinlediğimizi…
 
kargamecmua
 
16 Ocak 2008, Karga (Buradaydık)
 
kargamecmua 1 yaşında” kutlaması için 40’ın üzerinde yazar, çizer, tasarlar ve fotoğraf çeker destekçimiz toparlandık. 1 yıl boyunca kargamecmua’ya bir biçimde el vermiş kişi sayısı 65. Dolayısıyla katılım hiç fena değildi. Yedik, içtik (hatta çok içtik). Osman Kaytazoğlu, Hilmi Tezgör, Necati Tüfenk, Sarp Keskiner, Ömer İpek, Deniz Koloğlu, Utkan Çınar ve Bahadır Dilbaz çaldı. Özgür Gürbüz çalmadığı için yaygara koparttı, Ali May sesini çıkartmadı. Gece boyunca kargamecmua ailesinin bilimum alkolize halinin fotoğrafları çekildi. Fotoğrafların birinde, bir kişinin tipi kayık olmasa buraya da koyacaktık. Ama olmadı işte. Alkol sağolsun…

kargamecmua
info@kargamecmua.org